Kalkan: Bahçeli sadece ‘Kurucu Önder’ diyerek bizi kandıracağını sanıyor!

img
HABER MERKEZİ - Devlet Bahçeli’nin “Gelsin Meclis’te konuşsun” sözlerini unuttuğunu belirten Duran Kalkan, “Sadece ‘Kurucu Önder’ diyerek bizi kandıracağını sanıyor” tepkisinde bulundu. Kalkan, sürecin zamana yayıldığını dile getirerek, “Herkes doğru oturup doğru konuşmalı” dedi.
 
Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi üyesi Duran Kalkan, Barış ve Demokratik Toplum Süreci, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılmasıyla başlayan uluslararası komplo ile güncel gelişmelere dair Medya Haber Tv'de yayınlanan Özel Program'da gazeteci Hoşeng Yılmaz'ın sorularını yanıtladı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’da 27 yıldır tecrit altında “İnsanüstü bir direniş” gösterdiğini belirten Kalkan, “Şimdi de insanüstü bir sabır, azim, coşku ve iradeyle çalışma yürütüyor. Laf anlamazlara laf anlatabilmek için cahilleri durumdan çıkarabilmek için sağa sola savrulmuşları hizaya getirebilmek için gerçekleri bıkmadan, usanmadan bin binlerce kez haykırıyor. İlginç olan şu; gözler kör, kulaklar sağır. Ne doğru dürüst duyan var, ne anlayan var. Anlamak istememekte ısrarlı olan bazı çevreler var. Karşıt olanlar var. Besbelli ki barışa, özgürlüğe ve demokrasiye karşıt olanlar var” dedi.
 
Savaş, diktatörlük, baskı ve zulümden beslenenlerin olduğuna dikkati çeken Kalkan, “Kandan beslenenler, rantçılar. Buna savaş rantçıları demek, böylelerini öyle tanımlamak en doğrusu oluyor. Önder Apo'ya karşı her türlü karşıt faaliyet yürütülüyor. Halbuki dünyada kimsenin yapamayacağını yaptı. Kendisi de ifade ediyor. ‘Dünya birleşip gelse asla geriletemeyeceği bir örgütü ben fes etme kararı aldım’ diyor. Gerçekten de yıllardır dünya birleşti üzerine geliyordu. 1985 Haziran'ından bu yana NATO, PKK Gerillasına karşı savaş yürüttü. Tam 40 yıldır. NATO dünyanın birleşik saldırı gücüydü. Gerillayı ezebildi mi? PKK'yi tasfiye edebildi mi? Edemedi. Önder Apo silahlı mücadeleyi sona erdiren, PKK'nin örgütsel varlığına son verdirten kararlar aldı, aldırttı. PKK'yi böyle bir noktaya getirdi. Bunu biraz anlamaya çalışacağına, biraz takdir edeceğine gerçekten de akıl almaz bir biçimde saldırı içinde olanlar var. Beğenmiyorlar bu durumu. Doğru bulmuyorlar. 1993 ateşkesi sonrası Önder Apo sivil elbiseyle ikinci basın toplantısına gelmişti. Birileri ‘Askeri elbise niye giymemişsiniz?’ diye sordu. Önder Apo, ‘Diğer odada istiyorsanız onu giyeyim. Ama ben sandım siz bunu istersiniz’ diye cevap verdi. Demek ki böyle isteyenler var. Türkiye'de çok kullanılan bir deyim var; garp cephesinde yeni bir şey yok. Gerçekten şark cephesi harıl harıl çalışıyor. Barış ve demokratikleşme için hiç kimsenin yapamayacağını yapıyor. Hayal bile edemeyeceklerini bu geçen bir yıllık süre içerisinde gerçekleştirdi. Geçen aylar içerisinde gerçekleştirdi. Ama garp cephesinde yeni bir şey yok” ifadelerini kullandı.
 
‘BAHÇELİNİN SÖZLERİ ÇOK GERİYE DÜŞMÜŞ DURUMDA’
 
Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının uzun yıllar sonra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklar ile İmralı Adası’nda görüşme gerçekleştirmesine değinen Kalkan,  “Sevinilecek bir olaymış gibi görülüyor. Haber yapılıyor. Halbuki çok doğal, normal bir avukat görüşü. Aslında bir ayda değil, daha sık olması gerekiyor. Türkiye yasalarının gereği de öyle. İmralı'da öyle bir sistem yarattılar ki sık sık her şeyi yasakla, yasakla ondan sonra 6 sene sonra bir avukat görüşü olunca herkes sevinsin. Büyük bir olay olsun, haber olsun. Bu hale getiriyorlar. ‘İmralı'ya her gidiş, büyük olay oluyor. Herkesi etkiliyor’ diyorlar sonra. Ortaya çıkardığınız sistem buna yol açıyor. Bunun anlaşılmayacak bir yanı var mı? İmralı tecrit sisteminde bir değişiklik yok. Rehine durumu devam ediyor. Evet, tecrit biraz zayıfladı. Yasalar kısmen uygulanıyor. 1 Ekim'de Devlet Bahçeli'nin davranışıyla başladı bu süreç. 22 Ekim'de Bahçeli'nin Meclis’teki görüşmesiyle bir adım attı. 23 Ekim'de Önder Apo'yla 4 yıl sonra yapılan bir görüşmede Önder Apo'nun, açıklamalarıyla, ivme kazandı. 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'yla da kimlik kazanan bir süreç var. Birinci yılını dolduruyor. Bu 1 yıl içerisinde neler olmadı ki? Bir yıl önce birileri ‘şunlar olabilir’ dese herkes deli derdi ona. Bizim içimizde böyle tahminde bulunanlar vardı. 2025'te değişiklikler olacak diyorlardı. Önder Apo yaptı. Bütün yapılanlara rağmen batı cephesinde bir değişiklik yoktur.  Devlet Bahçeli ‘Gelsin mecliste konuşsun, DEM Parti grubunda konuşsun, Ankara'da siyaset yapsın sözlerini’ unutmuş, şimdi ‘İmralı'dan süreci yönetsin. Rehine koşullarında bilmem Rojava'ya çağrı yapsın’ diyor. Rehine koşullarında ne yapabilir bir kişi? İmralı işkence tecrit sisteminde ne yapılabilir? Unuttu mu Devlet Bahçeli bunu? Bir yıl geçti. Sözlerinin gereği yerine getirildi mi? Hiç oralı olmuyor. Unutmuşa benziyor. Sözleri çok geriye düşmüş durumda. Sadece bir ‘kurucu Önder’ diyerek bizi kandıracağını sanıyor. Önder Apo ‘Ne aldatırım ne aldanırım’ dedi. Yani biz ahmak da değiliz, çocuk da değiliz. Herkes doğru oturup doğru konuşmalı. Böyle olmaz. Bu biçimde bu iş yürümez. Söyleyeceksin, söz vereceksin, alemi etkileyeceksin ondan sonra yavaş yavaş ondan vazgeçeceksin, sürece yayacaksın. Millet bunun oyun olduğunu görmez mi? Buna hile demez mi? Açıklıkla der. Bunu görmek lazım” diye konuştu.
 
‘REHİNE SİSTEMİNDE HER ŞEYİ YAPMASINI İSTİYORLAR’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tecrit sisteminden süreci yönetmesinin zorluklarına dikkati çekken Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz baştan ateşkes ilan ettik. ‘Biz bu kararları uygularız ama Önder Apo yönetmeli. Kongre yaparız, kararları alırız ama biz uygulayamayız dedik’ dedik. Bunu uygulayabilecek tek kişi Önder Apo'dur. Önder Apo özgür olursa yapar bunu. Yürütür yani. Yoksa yapamaz. Ama şimdi hiçbir değişiklik yapmadılar. Mevcut rehine düzeninde Önder Apo'dan her şeyi yapmasını istiyorlar, bekliyorlar. Bu böyle olmaz. Böyle yapınca da iktidar cenahı rantçılar da saldırıya geçiyorlar. Bakın şimdi teyakkuzdalar. Ne kadar çok rantçı varmış. Her şeyi söylüyorlar. Önder Apo'ya söylüyorlar, PKK'ye söylüyorlar, Kürtlere söylüyorlar. Hakaret etmedikleri şey kalmadı. Zehir gibi dilleri var. Görmüyor muyuz bunları. Böyle barış mı olur? Böyle demokrasi mi olur? Böyle çözüm mü olur? Buna AKP-MHP'nin yaklaşımları yol açıyor. Süreci ‘Biz kardeşlik süreci, çözüm süreci yapacağız’ diyenler yapmadılar, çalışmadılar topluma dönük. Sözlerinin gereğini yerine getirmediler. Mücadele etmediler. Belli ki aslında niyetleri yok. Rantçı çevreler de böyle bir durumun gelişmesinden korkuyor. Dolayısıyla rantçılar bundan besleniyor. Her türlü hakareti yapıyorlar. Türkiye siyaseti etkilendi bir biçimde. Bazı muhalefet partileri var. Kısmi olumlu yaklaşım içindeler. Ama iktidar kanadı Kürt'ü inkar ve imha zihniyetinden ve siyasetinden vazgeçmiş değil. Kürt varlığını tanımış değil. Kürt'e Kürt demiyor. Kürt haklarından söz etmiyor. Kürt sorununun varlığını kabul etmiyorlar. Bir çözüm arayışı yoktur. Bizim yaptıklarımıza karşılık olumlu denecek herhangi bir şey yok. Komisyonu oyalıyorlar, oyalıyorlar, konuşuyor öyle. Ne olacağı hiç belli olmayan bir şey var. Dağ doğura doğura fare doğuracak. Sonunda yeni bir pişmanlık kanunu çıkaracaklar. Şimdiden diyelim öyle olursa alın öper misiniz? Başınıza mı çalarsınız? Ne yaparsanız yapın. O bir tane kişiyi etkilemez. Bu dağda hiçbir savaşçıyı Önder Apo'nun özgürlüğü dışında hiç kimse indiremez. 40 yıl bekleseler de ulaşamazlar buna. Her türlü sözü söyleseler de ulaşamazlar. Kimse yapmaz, yaptıramaz. Kimse bizden de öyle bir şey beklemesin. Biz böyle bir şey yapamayız.”  
 
‘BİR KİŞİYİ BİLE ÇÖZEMEZLER’
 
İktidarın sorunlara doğru yaklaşmadığını vurgulayan Kalkan, “Bir zihniyet ve siyaset değişimi olmadı. Taktik yapıyorlar, politika yapıyorlar. Yaptıkları budur, anlaşılıyor. PKK'yi tasfiye etmek için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Bundan bu rantçı çevreler de fırsat buluyor, yararlanıyorlar. Rantçılar her yerde. Hem içte hem de dışta var. O kadar Kürt-Türk çatışması üzerine çalıp çırpan, cebini şişiren çevre oluşmuş. Bunları geçtiğimiz aylar içerisinde PKK'nin aldığı kararlar sonucunda gördük. Tanıdık herkesi. Biz kararlıyız, ısrarlıyız. Kendi kararlarımızı arkasındayız. PKK 12’nci Kongresi'nin kararlarını takip ediyor. Bu kararlılığı, iradeyi sürdürüyoruz. Değişim dönüşümü yapacağız. Demokratik siyaset stratejisinde ısrarlıyız. Bunun önü açılsın. Gerekli hukuki, siyasi zemini oluşturulsun. Bunun gereklerini yerine getirmeye tüm örgüt olarak hazırız. Önder Apo bunun öncülüğünü yapsın. Başta bunu yapacak olan Önder Apo'dur. Yürüten Önder Apo, bütün kadro demokratik siyasi mücadeleye katılır. Önder Apo'ya katılır. Onun dışında boşuna beklerler. Bir kişiyi bile çözemezler. Zindanda 30 yıl 40 yıldır tutuyorlar. Bir kişiyi çözebildiler mi? Çözemezler. Bu insanlar bilinçle inançla direniyorlar. Biz sabırla süreci yine de olumlu yönde sürdürmeye çalışıyoruz. Sürecin tıkanmaması, pratik işlemesi için adımlar atmaya çalışıyoruz. Yapabileceklerimizin azamisini yapmaya çalışıyoruz. Yeni şeyler yapmak için de arayışımız var, çabamız var. Belki bu tür gelişmeler de olabilir. Olduğu zaman herkes görür, şimdiden bir şey demeyelim” dedi.
 
‘KOMPLONUN AMACI ÖNDER APO'NUN İMHASIYDI’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılmasıyla başlayan uluslararası komplonun 28’nci yılına girdiğini belirten Kalkan, komploya karşı her yerde güçlü güçlü protesto eylemleri olduğunu kaydetti. Komploya karşı "Güneşimizi karartamazsınız" eylemi gerçekleştirenleri anan Kalkan, devamında şunları söyledi: “Güneşimizi karartamazsınız şiarıyla Önder Apo etrafında ateşten çember oluşturan bütün kahraman şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. 27’nci yıl dönümünde komplo daha açık ve anlaşılır hale geldi. Yani bu komplo neydi? 27 yıl önce durumlar nelerdi diye kendisine sormak, 27 yıl öncesini anlamak isteyenler bugünü anlamaya çalışsınlar, çözümlesinler. Uluslararası komployu o zaman anlarlar. Çünkü bugün de benzer şeyler yaşanıyor. Komplo 3’üncü Dünya Savaşı'nın bir parçasıydı. Önder Apo'ya saldırı 3’üncü Dünya Savaşı'nın yürütülüşü içerisinde onun bir parçası olarak geliştirildi. 9 Ekim 98'de bir saldırı başlatıldı ama ondan öncesi var. 92'nin Ekim'inde ‘Güney Savaşı’ dediğimiz gerillanın üstlenme alanlarına müşterek saldırıyla aslında uluslararası komplo saldırısı başladı. Bu da Dünya Savaşı'nın başladığı süreçti. 92 Ekim Savaşı'yla gerillayı sınırlandırma, daraltmaya çalıştılar. 9 Ekim 98, saldırısıyla Önder Apo'yu imha etmek, etkisiz kılmak istediler. Böylece, Önder Apo'nun imhası, PKK'nin tasfiyesi, gerillanın ezilmesi koşullarına dayanarak birinci dünya savaşı ardından ortaya çıkardıkları Kürt'ü inkar ve imha sistemini sürdürmek istediler. Bu mücadeleyi veren Önderliği, hareketi, gerillayı yok etmek ve halkı örgütsüz kılmak istediler. Saldırı bunun içindi. Bunu kimler yaptı? Küresel kapitalist modernite sistemi dediğimiz sistemi kimler yönetiyor, koordine ediyorlarsa onlar yaptı. ABD'ydi, İngiltere'ydi, İsrail'di. Bunları çok iyi biliyoruz. Önder Apo'yu Şam'dan ABD Başkanı Bill Clinton emriyle çıkarttırdı. Zorla Hafız Esad yönetimine Yunanistan'a sokturmadılar. Rusya'dan yine İsrail ve ABD Dışişleri Bakanları Moskova'ya giderek çıkarttırdılar. Roma'dan zaten dönemin başbakanı D'Alema ‘ABD baskısı sonucu çıkartmak mecburiyetinde aldım’ diyerek doğruyu söyledi. Önder Apo'yu imha edemediler. 9 Ekim komplosu amacı Önder Apo'nun imhasıydı. Edemeyince aradan 4 ay geçince ‘İmha olmuyor, idamla sonucu alalım’ diye Kenya'da Türkiye'yle pazarlık ettiler ve Türkiye'ye teslim ettiler” ifadelerini kullandı.  
 
‘KOMPLOYU DÜZENLEYENLER SAVAŞIN RANTÇILARIYDI’
 
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in "Apo'yu bize niye verdiler? Anlamadım" dediğini hatırlatan Kalkan, “Anlamayarak da öldü gitti adamcağız. Şüphe duyuyordu. Normal olarak vermemeleri gerekiyordu. Niye verdiler? Buradan bir fayda gözlüyorlar ki onu verdiler. Onun için Ecevit yine de sağduyulu davrandı. Onlar idam istiyorlardı, Ecevit etmedi. Yapsaydı tam da komplonun istediğini yapmış olacaktı. Önderliği idam, imhayla sonu gelmez bir Türk-Kürt çatışması yaratıp bu çatışmadan menfaat sağlamak istiyorlardı. Komployu düzenleyenler bu savaşın rantçılarıydılar. PKK Barış ve Demokratik Toplum Süreci başlatınca silahlı mücadele stratejisine son verince bu komployu yapan güçler başta olmak üzere herkes feryat ettiler. Bize tazyiklerde bulundular. Biz buna müdahale ettik. Sandılar ki sözlerimizden bazı sor çevreleri eleştiriyoruz? Onlardan da öyle diyenler oldu. Bu komployu tezgahlayanlar PKK'nin savaşı durdurmasından tiril tiril titrediler. Hala da o temelde çaba harcıyorlar. İsimleri verelim mi? Bunlar biraz diplomasidir. Her şeyi söyleyemiyoruz. Hala bu bunlar var. Önder Apo 93 ateşkesinden bu yana bu gerçekleri Türkiye'ye yönetenlere, Türkiye toplumuna anlatmak için bu kadar çaba harcadı. Fakat nato mermer, nato kafa. Öyle bir durum var. Kürt soykırımına, Kürt'ü inkar ve imhaya o kadar kilitlenilmiş, buradan menfaat sağlayan öyle bir kast oluşmuş ki ne fikir değiştiriyor ne de bir değişime fırsat veriyor. Zift gibi tutuyor. Tam bir egemenlik kurulmuş. Farklı fikirlerin ortaya çıkmasına izin vermiyorlar. Birileri farklı şey söylemedi mi? Hücuma geçiyorlar dört bir yandan. Onun için kimse ses çıkaramıyor. Bunu açıkça görüyoruz. Bu bakımdan komployu iyi anlamak lazımdır” diye konuştu.
 
‘HANİ O ELLER KANLIYDI?’
 
Gazze’de kalıcı ateşkesi sağlamak amacıyla Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen “Barış Zirvesi”ne değinen Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazze savaşını sona erdirmek için 20 devlet başkanı katılıyor. Gazze savaşını kim çıkardı 2 sene önce? 7 Ekim 2023'te. Kimler savaştı bu Gazze'de? Sanki yabancı bir savaştınız? Bu savaşın sonuçları ne oldu? Kaç bin Filistinli katledildi? İnsanlık neler kaybetti? Hiç orası güçmüş gibi barış meleği olmuşlar. Savaşı çıkaranlar yabancı bir güçmüş gibi birileri barış meleği olmuş, Şarm El Şeyh'e toplanmışlar. Barış yapmak istiyor. Peki, iki yıldır niye yok. Şimdi sanki bunlar hiç savaşçı değillermiş. Bu savaşı başlatan değillermiş, yapan değillermiş de savaşı sona erdiriyorlarmış gibi görünüyorlar. Kendilerini barış meleğiymiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Oysa Önder Apo'ya yöneltilen saldırılar, uluslararası komplo nasıl 3’üncü Dünya Savaşı'nın bir parçası idiyse Gazze Savaşı'nda 3’üncü Dünya Savaşı'nın bir parçasıydı. Lübnan ve Savaşı Suriye savaşı da parçasıydı. Bu birbirine bağlı olarak gelişiyor. Bunlar zaten biliniyor. Fakat Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan'da Türkiye'de Barış ve Demokratik Toplum Süreci için açık bir şey söylememişken Gazze'ye gitmiş, Gazze'de savaşı çıkaranlarla barışçılık oynuyor. Onların ellerini tutuyor. Hani o eller kanlıydı? Ne çabuk unutuldu. Nasıl oluyor bu? Şimdi buna niye tepki gösteriyorum?”  
 
‘DANANIN KUYRUĞU KIBRIS'TA KOPACAK’
 
“Erdoğan Şarm eş-Şeyh’te ne arıyor?” diye soran Kalkan, “27 yıl önce Ecevit'in söylediği söze gelelim; ‘Apo'yu Türkiye'ye niye verdiler?’ O zaman Apo'yu Türkiye'ye verenler şimdi de yine bir şey yapıyorlar. O zaman Ecevit hükümeti taviz verdi, Önder Apo'ya dönük komplonun bir parçası haline geldiler. Şimdi de Tayyip Erdoğan gidiyor yine onlara teslim oluyor. Onlarla anlaşma yapmaya çalışıyor. Kürt'e karşı güç almaya çalışıyor. Cahil olmamamız lazım. Kürtler bu kadar kardeşlikten, dostluktan, birlikten, özgürlükten, demokrasiden söz ediyorlar. Önder Apo 24 saat uyumuyor, dinlenmiyor, kafa yoruyor, araştırma yapıyor, çaba harcıyor. Hiç kimsenin gösteremeyeceği iradeyi gösteriyor, esnekliği gösteriyor. Bu kadar karar aldık. Bunlara değer vereceğine bunlarla birlik olup Türkiye'nin demokratik gücünü ortaya çıkararak dünyanın en demokratik, iradeli, özgür ülkesi, toplumu haline geleceğine Gazze'de savaşı çıkaranlardan, 27 yıl önce komployu yapanlardan, Amerika'sından, İsrail'inden, medet ummaya çalışıyor. Türkiye'yi dışlıyorlardı Enerji Yolu Projesinde. Kendisini dışlanmış da olsa bir ucundan oraya dahil ederlerse oradan aldığı güçle başta Kürt toplumu olmak üzere kadınları Türkiye toplumunu ezmek istiyor. 100 yıldır böyle yönettiler. Bu yönetimi sürdür hala da sürdürmek istiyorlar. Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni doğru anlasalardı bunlara ihtiyaçları kalmayacaktı. Gerçek dost, gerçek güç kendi yanındadır. Kürtler 60 milyon bir toplum sadece Türkiye'nin sınırları içinde de değil Ortadoğu'nun merkezindeler. En stratejik güç onlar. Destek alırım dediklerinin yarın başlarına ne getireceğini göreceğiz. Daha öncede söyledik yine söylüyoruz; dananın kuyruğu Kıbrıs'ta kopacak. O zaman göreceğiz kimlerin başına neler gelecek” diye konuştu.
 
‘TÜRKİYE’Yİ YAŞANMAZ HALE GETİRİYORLAR’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için yapılan kampanyalara değinen Kalkan, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad'ın -TJA), "Umutla özgürlüğe yürüyoruz" şiarıyla Amed'den Ankara'ya yaptığı yürüyüşü hatırlatarak “Kadınlar Meclise gittiler. Aslında biraz şenlendirdiler. Coşku ve heyecan kattılar Meclis’e. Şimdi el birliği etmiş o rantçı şebeke, kadınlara saldırıyorlar. Vay Meclise gelmişler de Önder Apo için ne demişler? Vay slogan atmışlar. Susturun hepsini. Ağızlarını, gözlerini bağlayın. Ellerini bağlayın. Dünyayı göremesinler. Kulaklarını kapatın, duyamasınlar. Ağızlarını kapatın, konuşamasınlar. Size öyle insanlar yaratın. Robot mu istiyorsunuz? Demirel bile ‘Konuşan Türkiye olmalı’ diyordu. Ne kadar geriye düştü bu Türkiye siyaseti, basını. Böyle Türkiye'de kim yaşar? Yaşanmaz hale getiriyorlar. Halbuki kadınlar çok demokratik, çok meşru bir şey yaptılar ve gerçekten heyecan kattılar. İnsan biraz sağduyulu yaklaşırdı. Gençlik eylemler yapmayı öngörüyor. 17'sinde Bursa'da ve Amed’te. Bursa'da yapıyor olmaları iyidir. Kürt gençlerini, sol sosyalist gençleri, Apocu gençliği daha çok şuraya çağırabilirim. Türkiye toplumunu etkilemek için çalışsınlar. Türkiye toplumunu faşistlere, soykırımcılara bırakmasınlar. Zalimlere, zulmedenlere, sömürgenlere bırakmasınlar. Birer birer ilişki kursunlar, grup grup ilişki kursunlar. Gerçekleri insanlara, kadınlara, gençlere, işçilere, emekçilere anlatmak haykırmak, ulaştırmak için her türlü yöntemi kullansınlar. Doğru olan budur. Böyle bir çalışmaya ihtiyaç var. Apocu gençliğin gerçekten de etkili olacağına İnanıyorum. Kürt kadınının, Kürt gencinin, Kürt işçisinin, köylüsünün, esnafının gerçekten ben özgür, iradeli, namuslu Kürt'üm diyen herkesin bugün Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüne odaklanmaktan başka bir işi olamaz. Önder Apo'nun fiziki özgürlüğü ‘insanca özgürce yaşayacağım, yaşamak istiyorum’ diyen Kürt için ekmekten, havadan, sudan daha önce geliyor. Çünkü varlık ve özgürlük gelecek buna bağlı. Önder Apo şahsında Kürt soykırımı sonuca götürülmek isteniliyor. Bu son derece somut ve açık bir durumdur. Kürtler içinde de avanaklar var. Vay! Neymiş? ‘Niye bir halkın şeyini bir kişiye indirgiyormuşsun?’ İnsan bir şey diyemiyor. Senin bir kişi dediğin kimdir? Biraz namuslu ol. Biraz Kürt damarın varsa, bugün bir şeyler kazanıyorsan Önder Önder Apo'ya karşıtlığın temelinde rant elde ediyorsun. Apo primi yiyorsun, utanmaz adam” ifadelerini kullandı.  
 
‘ÖNDER APO'NUN ÖZGÜRLÜĞÜ KÜRT TOPLUMUNUN VARLIĞIDIR’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sadece bir kişinin özgürlüğü anlamına gelmediğini belirten Kalkan, devamında şunları söyledi: “Önder Apo görsel mesajında net ifade etti. ‘Ben şimdiye kadar kendi özgürlüğüm için bir şey istemedim. Bundan sonra da istemiyorum’ dedi. Şimdi o bakımdan öyle diyenlerin safsatadır. Hiç kimse inanmamalı. Öyleleri gerçekten de bir tas çorbaya kendilerini satanlardır. Önder Apo'nun özgürlüğü Kürt toplumunun varlığıdır. Önder Apo'nun özgürlüğü, Türkiye'nin demokrasidir. Türkiye halklarının geleceğidir. Ortadoğu'nun demokratikleşmesidir. Etle tırnak gibi iç içe geçmiş. Bunu kim inkar edebilir? Önder Apo kendisine bir şeyler elde etmek için mi İmralı'ya düştü? 28 senedir en ağır işkence altında yaşıyor. Kürt halkının varlığı ve özgürlüğü için kendisine dair bir özel mülkiyeti, çöpü var mıdır? Haydi 27 yılı bırakalım da 27 gün birileri İmralı sistemi içerisinde yaşayabilsinler. Böyle konuşanlar gerçekten 27 gün dayanabilsinler de görelim. Dayanabilseler zaten öyle konuşmazlar. O kadar teslimiyetçi olmazlardı. Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüne odaklanmak, kilitlenmek Kürt insanının, kadınının, gencinin, işçisinin, köylüsünün, memurunun, emekçisinin aynı zamanda Türkiye'nin demokratının, solcusunun, sosyalistinin, yurtseverinin, özgürlükçüsünün temel kilitleneceği odak, uğrunda mücadele edeceği birinci halka, bu olmadan diğer şeylerin hiçbirisi gerçekleşmez. Ne Türkiye'ye demokrasi gelir, ne Kürt'ün özgürlüğü gerçekleşir, ne de varlığı. Bunu kulağımıza küpe etmeliyiz. Ortalıkta ıvır zıvır edenlerin vızıltıları belli ki başka insanları etkiliyor. Kafa karıştırıyor. Derler ya; sinek küçük ama mide bulandırır. Bu kafa bu konuda bir kafa karışıklığı varsa kesinlikle aşılmalı. Diğer yandan örgütsel zayıflıklarımız varsa gidermeliyiz. Daha çok örgütlenmeliyiz. Örgütlenmek için seferber olmalıyız.”
 
‘HALKIN GÜCÜNÜ ORTAYA KOYUP SONUÇ ALMAK LAZIM’
 
Örgütlenmede komünlerin önemine vurgu yapan Kalkan, mücadelenin büyütülmesi gerektiğini kaydetti. 11 Temmuz'da Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun silahların envanterini İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) verdiğini hatırlatan Kalkan, “İHD sorumlusu ‘Biz şunu anladık. PKK sadece silah numarasını vermedi bize. Mücadeleyi devretti bize. Ben savaşı durdurdum. Demokratik siyaset bundan sonrasını yürütecek. Buyurun, siyasi mücadeleyi yürütme gücü de sizsiniz’ değerlendirmesi yaptı. Bu herkes için geçerli. Doğru değerlendirmeydi. Kimseden bir şey beklemeden, özgürlük ve demokrasi mücadelesini, demokratik siyaset yöntemiyle etkili bir biçimde geliştirerek halkın gücünü ortaya koyup sonuç almak lazımdır. Demokratik açılımlar daha çok olabilir. Bu temelde özgürlük ve demokrasi mücadelesi daha güçlü yükseltilebilir. Herkesi ciddi olmaya, süreci doğru anlamaya ve özgür ve demokrasi görevlerine, mücadelesine sahip çıkmaya, iradelerini ortaya koymaya davet ediyorum” dedi.  
 
ŞIVAN CÎLO VE RONÎ BAZ
 
Kürt özgürlük mücadelesinden yaşamını yitirenlerin sayesinde bugünlere gelindiğin kaydeden Kalkan, devamında yaşamını yitirdiği açıklanan PKK Merkez Komitesi ve HPG Komuta Konseyi Üyesi Şivan Cîlo Gever (Yunus Demir) ve PKK’nin öncü militanlarından Ronî Baz Gever'i (Cumhur Korkmaz) anlattı. Kalkan, “Her iki arkadaş da gerçekten pratikte eksiklikleri, hataları çok az olan, en az olan ama başarıları kat kat fazla olan doya doya yaşayan coşkuyla heyecanla mücadele eden ve Kürdistan özgürlük mücadelesinin zaferine zaferi için her şeylerini veren yoldaşlardı. Zaten bu temelde de mücadele ettiler ve şehit düştüler. Bir kere daha, Şivan ve Roni yoldaşları, yine Bêrîtan yoldaşı ve bunlar şahsında Ekim ay şehitlerimizi, tüm şehitlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Şehitler yolun çizgisini doğru anlayan ve o çizgide bilinçlenip örgütlenerek mücadele eden herkes sonunda mutlaka kazanır” şeklinde konuştu. 

Diğer başlıklar

10:30 DEM Parti'nin 'uluslararası konferansı'nın' ikinci günü CANLI
10:08 Hindistan’da gece kulübü yangını: En az 25 ölü
09:57 Jin dergi ‘Komün’ kapağıyla çıktı
09:53 Hintli eski Parlamenter: Öcalan'ın ilkeleri bütün dünyaya barış getirecektir
09:43 Konferansa katılanlar: Tarihi seyreden değil, yapan bir dönemdeyiz
09:24 Psikolog Hatice Göz: Güçlü bir çocuk hakları hareketi oluşturulmalı
09:21 Çok sayıda bölgede sağanak bekleniyor
09:19 Emekliler: 2026 yılını emeklilere düşman yılı kabul ediyoruz
09:12 Cezaevindeki yemek borcu gerekçesiyle kızının bursuna el konuldu
09:12 Wan kayyımı ‘Sit alanı’ olan yapıyı bakanlığa devretti
09:10 Licê’deki fuhuş ağına karşı komisyon kurulacak
09:08 Dêrsim’de fuhuşa tepki: Yapılanlar bilinçli bir politikanın devamıdır
09:06 Özgür sinemanın adresi
09:02 Anneler: Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz
09:00 07 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
06/12/2025
23:49 Yemeklerinde ölü fare çıktığını söyleyen öğrencilerden protesto
23:23 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli M.S. yaşamını yitirdi
23:13 Uluslararası konferansta yarın da önemli başlıklar tartışılacak
23:07 Metin ve Kemal Kahraman’ın konserine yoğun ilgi
22:54 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
22:51 Hatun Esen: Doğayı katledenler değil mücadele kazanacak
22:11 BMGK'den Lübnan'a destek açıklaması
22:01 Ankara'da 'Ev' filmi gösterimi ve söyleşisi
21:14 'Hakikat ve adalet olmadan barış inşa edilemez'
20:49 Kaldırım çalışmaları esnafı da yurttaşı da mağdur etti
18:41 Halep’te Abdullah Öcalan için özgürlük çağrısı
18:33 Fidan: Öcalan Suriye'de rol oynayabilir
18:08 BM: Suriye’de insan hakları ihlalleri devam ediyor
18:04 Azime Işık: Dönüşüm için ilkin adalet kıstası benimsenmeli
17:56 Êlih'te panel: Barışı örgütlemek zorundayız
17:48 İsrail, 70 bin 354 Filistinliyi katletti
17:45 Afşin Belediyesi’nin işine son verdiği işçi intihar etti
17:01 Cizîr'de mağarada bir kişiye ait cenaze bulundu
16:32 Aydın Erdem mezarı başında anıldı
16:31 İrlandalı milletvekili Kearney: Sivil toplum sürece dahil edilmeli
Katalonya eski Başbakanı Garcia: En önemlisi halkınızla yaptığınız sözleşmedir
16:20 Bahçeli: Barış kuşunun ikinci kanadı takılacak ve herkes uçuşunu görecektir
16:18 Wan’da Şiyar Be Platformu kitlesel yürüyüşle deklere edildi
16:01 Gazeteci Aykol’un tedavisi sürüyor
15:54 Suriye’de Alevilere dönük saldırılar Amed’de protesto edildi
15:52 Prof Köker: Nihai hedef barış ve demokratik toplumun inşasıdır
15:19 Neçirvan Barzani: Barışın inşa edilmesi tüm bölgeyi etkiler
15:18 Amed Sağlık Platformu çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
15:04 Üç kentte hasta tutsaklar için çağrı
15:03 CHP'de yeni MYK belli oldu
15:01 Güney Afrikalı Senatör Bhabha: Yasal kılındığımız an dönüm noktası yaşandı
14:49 Arzu Yılmaz: Abdullah Öcalan’ın söylediği entegrasyon, birlikte yaşamın formülüdür
Nobel Ödüllü Oleksandra Viacheslavivna Matviichuk: Kadınları sürece dahil etmeliyiz
14:19 DAİŞ saldırısı ihtimaline karşı kutlama yasağı
14:02 İstanbul’da Barış Çalıştayı: Süreçte aktif rol almak istiyoruz
13:59 Suriye’de savaş kalıntıları nedeniyle 665 kişi yaşamını yitirdi
13:44 İmralı Heyeti üyesi Erol: Abdullah Öcalan Kürtlerin hukuka dahil edilmesini istiyor
13:36 İmralı’ya giden komisyon üyesi Yıldız: Süreç ertelenmeyecek bir devlet meselesidir
13:27 Yiğit ve Turgut’un taziyelerine kitlesel ziyaret
13:19 'Esas duruş' dayatmasını reddeden tutsak, 10 gardiyan tarafından darp edildi
13:13 Mehmet Güler, Rojhat Özdel ve Faik Kevci için adalet istendi
13:11 Cumartesi Anneleri Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu
12:28 İstinaf da 'yetki davası'nda DİSK Basın-İş'i haklı buldu
12:26 Barzani: Sürece her anlamda katkı sunmaya hazırım
Talabani: Barış ve demokrasi umudu için atılan her adımı savunuruz
12:01 Îlham Ehmed: Kendimizi Türkiye’de, Türkiye’yi burada görmek istiyoruz
11:26 15'inci İnsan Hakları Film Günleri başlıyor
11:18 Boşanmak isteyen kadın ve kız kardeşine saldırı
11:07 Abdullah Öcalan: Demokratik toplum sosyalizmi temelinde kurtuluşa yürüme zamanı
10:53 ‘Uluslararası konferasta’ barış deneyimleri tartışılacak
10:38 Uluslararası konferans: Abdullah Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür
10:30 Osmaniye'de kaza: Çok sayıda ölü ve yaralı var
09:41 Dilan Karaman’ın ölümüne dair açılan soruşturma ne aşamada?
09:31 DAİŞ Suriye'de yeniden varlık gösteriyor
09:13 Kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
09:12 ‘Katıldığı sınav bulunmadı’ iddiasıyla 30 yıllık tutsağın tahliyesi 9 ay ertelendi
09:11 1 ayda 4 kez hastane sevk edildi: Artık beni hastaneye götürmesinler
09:09 Her Yer Çocuk Derneği gönüllüsü: İktidarın politikalarıyla çocukluk kısalıyor
09:08 Wan-Bedlîs-Colemêrg Eczacılar Odası Başkanı: Fiyat belirsizliği ilaçları vurdu
09:07 'Savaş engelliliği artırıyor, barış için mücadele edeceğiz'
09:07 Kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat etti: Belediye iade edilmeli
09:06 Avukat Özdemir: 11'inci Yargı Paketi beklentileri karşılamadı
09:05 ÖHD'li Kantarci: Abdullah Öcalan'ın özgür yaşar ve çalışır koşulları sağlanmalı
09:04 Türkdoğan: Komisyon raporunun en önemli başlığı entegrasyon olacak
09:04 Licêlilerden 'fuhuş ağına' karşı birlik çağrısı
09:03 31 yıllık tutsağı arkadaşı anlattı:Yaşamını halkının mücadelesine adadı
09:02 Kırmızı halısız festival
09:00 06 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
05/12/2025
23:34 Rojin Kabaiş’in telefonu 10 gün içinde İspanya’ya gönderilecek
22:56 BM: Gazze'de insani kriz kritik seviyede
22:38 Suriye Geçiş Hükümeti’ne bağlı silahı grup, Alevi türbelerini yaktı
22:06 Abdullah Öcalan'dan komisyona: Görüşme tarihidir
21:37 Provokatör polis açığa alındı
21:27 Barış paneli: Daha somut uygulamaların tartışılması gerekiyor
21:06 Licê’de fuhuşa karşı çalışmalar 5’inci gününde
20:52 Tetwan’da Zîn Kadın Dinlenme Merkezi açıldı
19:35 SAMER araştırması: Katılımcıların yüzde 70'i boykotu etkili buluyor
19:25 Alevi katliamına karşı birlik olma çağrısı
19:17 30 yıldan sonra tahliye edildi: Artık Kürt halkının özgürlüğünün zamanı
19:08 Erxenî'de kavga: İki kişi hayatını kaybetti
19:01 İşçilerin hak arayışı 129'uncu gününde
18:15 Ferdi Zeyrek davasında tahliye
18:08 İstanbul’da yapılacak konferansın hazırlıkları tamamlandı
17:34 Son bir yılda 85 çocuk işçi yaşamını yitirdi
16:40 Gazeteci Aykol’un tedavisi antibiyotiklerle sürüyor
16:30 Cizîr’de Kezi Dayanışma Mağazası açıldı
16:29 ÇHD: İdare ve Gözlem Kurulları lağvedilmeli
16:20 Kadri Bağdu'nun anısına 'Yara' belgeseli yayımlandı
16:05 Kadınlardan uyuşturucu ve fuhuşa karşı ortak mücadele çağrısı
15:30 İzBB işçileri, eylem takvimini açıkladı
15:29 Rapçı Barody madde bağımlılığına karşı şarkı besteledi
15:26 'Hasta tutsak Yıldırım tahliye edilmeli'
14:42 Şerzan Kurt öykü ödülü sahiplerini buldu
14:41 Sosyolog Holloway’den Asrın Hukuk Bürosu’na ziyaret
14:39 BM ve AK'ye Suriye'deki katliamlara karşı sorumluluk alma çağrısı
14:11 Neslihan Şedal hakkında beraat kararı
13:49 Îlham Ehmed de İstanbul’daki konferansta konuşacak
13:44 BES'ten 'adil ücret' çağrısı
12:56 HPG'li Ali Kaya'nın taziyesine kitlesel ziyaret
12:34 Ajanlaştırma baskısı ve takip tacizine suç duyurusu yapılacak
11:54 Filozof Bourg: Kürtlerin siyasete aktif katılımı demokratikleşme için zorunlu
11:41 Eğitim Sen: MESEM iktidarın eğitimi piyasalaştırma politikasıdır
11:36 İmralı görüşmesini anlattı: Bir güç orduya katılacak, diğer güç asayişi sağlayacak
11:22 Abdullah Öcalan’dan Mexmûr Kadın Meclisi Konferansı’na mesaj
11:12 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'na kimler katılacak, neler tartışılacak?
10:39 Kayyım atama davasında beraat
10:34 Bahis soruşturmasında 46 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
10:02 Ebru Günay: Kürt sorunu uluslararası zeminde tartışılacak
10:00 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu'nda kabul edildi
09:22 Siyaset bilimci İnsel: Bütüncül hukuk ikili hukuk yapısına son vermektir
09:21 KYK yurdundan ‘çalışmayan kombi’ savunması: Mülk sahibi yaptıracak
09:20 Katı atık toplayıcısı: Barışın gelmesi refah ve huzurun gelmesidir
09:19 DAD Eş Genel Başkanı: Abdullah Öcalan’ın toplumla buluşacak koşulları oluşturulmalı
09:17 Hedef iki milyon palamudu toprakla buluşturmak
09:16 'Koza Altın Bergama için yeni bir facianın habercisi'
09:15 Bölgesel savaşlar ve fahiş fiyatlar Wan turizmini vurdu
09:14 Wan'da festival: Müzik özgürleştirir, barış büyür
09:13 İntihara sürüklenen kadının dosyasında şüphelilere tahliye
09:12 Licê'deki kadınlardan 'fuhuş çetesine’ tepki: Herkes ayaklanmalı
09:10 Amed Uluslararası Film Festivali: Sanatla iç içe olalım
09:05 'Hasta tutsaklar kaderine terk edildi'
09:02 Zenobia'nın kenti Palmira'daki tahribatı görüntüledik
09:00 05 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
04/12/2025
23:57 ABD'den Venezuela'ya yönelik seyahat uyarısı
22:44 Licê’deki fuhuş çetesine karşı çalışmalar sürüyor
21:29 TİP'li gençlerin tutuklanması protesto edildi
21:21 Madenciler anıldı: Çıkış yolu direnişlerin birleşmesinde
21:17 AKP'li belediye 3 sokağı borç karşılığı sattı
21:14 DEM Parti komisyon üyeleri: Görüşme içeriği bağlamından koparıldı, tamamı paylaşılsın
20:37 Güngören’de 6 katlı binada patlama
20:32 'Hakime rüşvet suçlaması, eşine 9 milyon TL avukatlık ücreti kararı' haberine erişim engeli
20:24 DEM Parti’den tarım işçisi kadınlara ziyaret
20:17 DEM Parti komisyona sunacağı raporunun ana hatlarını paylaştı
19:30 'Barış ve halkların kardeşliği inşa edilmeli'
19:25 Abdullah Öcalan: Sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretimi ortaya koyuyorum
19:06 BM’den Sudan’daki iç çatışmanın durdurulması çağrısı
19:01 MSD: Krizden çıkmanın yolu diyalog
17:47 Dilovası’nda 7 işçinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin rapor hazırlandı