ANKARA - Abdullah Öcalan'ın liderlik misyonuna işaret eden DEM Parti MYK üyesi Murad Mıhçı, "100 yıl öncesine baktığımızda bir Ermeni olarak iç çekerek şunu söyleyebiliyorum: Keşke 1915 öncesinde de böyle bir imkân oluşturabilecek bir lider olsaydı" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'yla, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi yönünde atılan adımlar Meclis'te Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi adıyla kurulan komisyonla devam ediyor. Çalışmalarına başlayan komisyonun Kürt sorununun çözümünde yasal, siyasal ve toplumsal olarak bir mutabakat zemini oluşturması beklenirken komisyonun bu misyonu farklı çevrelerce sık sık hatırlatılıyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Murad Mıhçı, komisyonun içinde çok sayıda partinin yer almasının değerinin ölçüsünü artırdığı komisyonunun kurulmasını çok değerli bulduğunu belirtti. Toplumun yüzde 95'inin tercih ettiği partilerin komisyonda temsil edildiğini hatırlatan Mıhçı, "Bunun da Meclis ayağında tartışılıyor olması, tam da geçen dönemdeki eleştirilere karşı doğru cevap olduğunu düşünüyorum" dedi.
'DİĞER KESİMLERİN DE SORUNLARI VAR'
Kürt sorununu çözme zemini oluşturma amacıyla kurulan komisyonun yalnızca bu komisyonla sınırlı kalmaması gerektiğini belirten Mıhçı, farklı kimlik ve inançların da çeşitli sorunlarla karşı karşıya olduğunu hatırlatarak, "Belki komisyonda bu tarz konular eksik olabilir. Ama kurulacak komisyonun, görüşmelerinde sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere farklı alanlardan isimleri dinleyeceğini ve bu sorunlara da kulak vereceğini umut ediyorum" ifadelerini kullandı.
'YÜZLEŞME OLMASI GEREKİYOR'
Komisyonun bağları kopartılan halkların birleşmesi ve bütünleşmesi için köprü olması gerektiğini ifade eden Mıhçı, "Şimdi bunu büyütüp coğrafyaya yaymak ve hatta coğrafyanın dışında da yaymanın çok da değerli olduğunu görüyoruz. İnsanların birbirini tanıması, eşit olması, farklı kültürlerin birlikte mücadele ediyor olmaları, farklı sınıfların birbirleriyle olan bağlarını kuruyor olmaları çok değerli bir şey. Bütünleşmek açısından, bir kere acıyı iyi tahlil etmek gerekir. Daha henüz faili meçhul ölümler var ve bunların mezarlıkları, yeri olmayan insanlar var. Bunlarla başlayan tüm acıların sebebine inen, dipnotuna inen ama tabii bunları yaparken de her şeyi bir anda beklemeden yapmamız lazım" diye konuştu.
'ERMENİLERİ DE OLUMLU ETKİLER'
Kürt sorununun çözümünü Ermeni toplumu açısında olumlu bir hava estireceğini dile getiren Mıhçı, geçmişte yaşanan acı tecrübelerden dolayı Ermenilerin tedirgin olduğunun altını çizerek, bu tedirginliğin de komisyonun olası bir provokasyon ya da herhangi bir nedenden bozulması ihtimalinden kaynaklandığını dile getirdi. Komisyonun adalet, hukuk ve eşit yurttaşlık ilkeleriyle şekillendirilmesi gerektiğine söyleyen Mıhçı, "Ya olmazsa?" sorusunun Ermeni toplumunda kaygı yarattığını vurguladı.
Yalnızca Ermenilerin değil, Süryanilerin ve diğer azınlıkların da aynı tedirginliği yaşadığını belirten Mıhçı, "Olası bir ters durumun daha büyük kırılmalar yaratacağı korkusunu ne yazık ki ben de dahil olmak üzere taşıyoruz. Böyle bir tarihi süreçte, ikinci yüzyılda hâlâ bu coğrafyada varız diyebilmek ve buna dair söz üretmek adına bu siyasetin içinde olmak benim için ayrıca tarihidir" diye belirtti.
'KÜRTLER DE TÜRKLER DE ZARAR GÖRDÜ'
Mıhçı, demokratik bir çözümün hayata geçirilmesi halinde Kürtler, Türkler, Ermeniler, Çerkesler ve diğer halklar için önemli kazanımların olacağını kaydederek, "Kürtlerin yaşadığı sıkıntılar, Türklerin de yaşadığı sıkıntılar haline dönüştürüldü. Bir halkın diğerinin üzerinde kuracağı hegemonya, hiçbir zaman hakların düşmanlığı değil; siyasi bir düşmanlık şeklinde ortaya çıktı. Bu durum, tüm halklar ve inançlar için zararlı oldu. Bu zararın en fazla bedelini ise Kürtler ve aynı zamanda Türkler ödedi" şeklinde konuştu.
Mıhçı, sorun çözümü için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirterek, öncelikle hasta tutsakların bırakılması gerektiğini söyledi. Ayrıca tüm siyasi tutsakların da bırakılması gerektiğini ifade etti. Çalışmaların hukuki zeminde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Mıhçı, "Barışın inşası için Sayın Öcalan'ın başlattığı bu mücadele içerisinde yer alacak unsurların demokratik siyaset alanlarının açılmış olması gerekiyor. Barışın mimarisinde ise komisyon başta olmak üzere DEM Parti'nin büyük etkisi olacak" diye belirtti.
'HALKIN ÖZNEL DURUŞU YANSITILMALI'
Sivil toplum örgütlerinin komisyona katılmasının önemli olacağını dile getiren Mıhçı, bu durumun yüzleşme sürecine katkı sağlayacağını dile getirdi. Mıhçı, şöyle devam etti: "Alevi toplumunun görüşlerini ve önerilerini almadan gerçekçi bir çözüm bulabilir miyiz? Farklı inançların, halkların, deneyimlerin, akademik bakış açılarının ve halkın öznel duruşunun yansıtılması gerekiyor."
'KEŞKE 1915 ÖNCESİ BÖYLE BİR LİDER OLSAYDI'
Abdullah Öcalan'ın "barışçıl", bütünlüklü bir "toplum" düşüncesine işaret eden Mıhçı, "Geçmişe, 100 yıl öncesine baktığımızda bir Ermeni olarak iç çekerek şunu söyleyebiliyorum: Keşke 1915 öncesinde de böyle bir imkân oluşturabilecek bir lider olsaydı" dedi.
Abdullah Öcalan'ın büyük riske rağmen adım attığını dile getiren Mıhçı, "Buradan hareketle şunu ifade etmek gerekir ki; Sayın Öcalan, bu konunun Türkiye gündeminde tartışılabilecek zeminini oluşturmanın en büyük adımlarını attı. Ve bunu tüm risklere rağmen yaptı. Bu büyük bir adım. İçini doldurmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Öcalan'ın bu adımı Türkiye halklarına, Türkiye demokrasisine, Türkiye sol hareketine ve dini inanç kesimlerine imkan sunduğunu belirten Mıhçı, bunun büyük bir şans olduğunu vurguladı. Mıhçı, "Bu adımın anlamını belki de en iyi bizler anlayabiliriz. Böyle bir adımın değerini kavrayabilmek için 100 yıl öncesine bakmak gerekir. Bu bağlamda Sayın Öcalan ve örgütünün aldığı kararın bu coğrafya üzerindeki etkisi çok önemlidir" diye belirtti.
'GÖRÜŞECEĞİNE İNANIYORUM'
Abdullah Öcalan ile yüz yüze görüşmelerin çözüm sürecinin demokratik meşruiyeti açısından büyük önem taşıdığını belirten Mıhçı, komisyonun sadece Meclis'te tartışmakla kalmayıp, Öcalan ile doğrudan görüşme yapmasını vurgulayarak "Bu işi sağlayacak usullerin birebir yüz yüze görüşmesi çok önemli, komisyonun Öcalan ile görüşeceğine inanıyorum" dedi.
Mıhçı aksi takdirde sürecin demokratik ayağının eksik kalacağını belirtti.
MA / Mehmet Aslan