Wan ve Gimgim sokakları: Anayasal güvence istiyoruz 2025-08-09 09:08:31   WAN - Wan ve Mûş'un Gimgim ilçesinde sürece mikrofon uzattığımız yurttaşlar, onurlu bir barış istediklerini belirterek, Kürtlerin haklarının anayasal güvenceye kavuşturulmasını istedi.    Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"yla Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümünde önemli aşama kat edilirken PKK'nin fesih ve silahsızlanma kararının ardından Meclis'te 51 üyeli komisyon kuruldu. Komisyonun kuruluşu, "umut verici" bir adım olarak yorumlanırken sorunun çözümü için yapacağı yasa önerilerinin neler olacağı merak ediliyor.    Wan ve Mûş'un Gimgim ilçesinde mikrofon uzattığımız yurttaşlar, çözüm için yasal ve anayasal adımlar bekliyor.    Ticaret için memleketi Adana'dan Wan'a gelen Tayfun Ömültay, Türk-Kürt barışının mutlaka sağlanması gerektiğini belirterek, "Son gelişmelerden sonra ortalık sakin bir kavga yok ve herkesin gözü kulağı barış sürecinde. Bizler aynı ülkede yaşıyoruz ve birlikte bu ülkeyi düzeltmeliyiz. Zamlar almış başını gidiyor ve hayat pahalılığından artık insanca yaşayamıyoruz. Barışın kaybedeni olmaz. Ben 44 yaşındayım Türkiye'de bütün illeri gezdim ve sık sık bölgeye geldim, ama bana en ufak bir ırkçılık yapılmadı. Batı'daki illerimizin de bu konuda duyarlı olmasını istiyorum. Komisyonun kurulduğuna çok sevindim. Umarım sağlıklı adımlar atılır ve biz vatandaşlar artık birbirimiz ile rahat geçiniriz. Kürt halkının da hakları verilsin. Kürtçe Türkiye'nin ikinci ana dilidir. Bu anayasada da böyle olmalı. Olsun ki bizim de çocuklarımız Kürtçe öğrensin. Nasıl ki yabancı bir dil öğreniyorsak Kürtçe de öğrenelim. Bütün dinlere, ırklara, dillere saygı duymalıyız" diye konuştu.    Türk-Kürtler kardeş halklar olduğunu, birbirlerini öldürmemelerinin gerektiğini söyleyen Hanife Eralan, "Her şeyden önce bizler barış istiyoruz. Kardeşiz ve bir arada yaşamamız gerekiyor. Birbirimizle kavganın bir anlamı yok. Bir arada barış içinde yaşamayı denemeliyiz. Bu güne kadar eşit değildik ve halen eşit değiliz. Artık eşit olmak istiyoruz. Ben Türkçe bilmiyorum, hastaneye gittiğim zaman şikayetimi doktora iletecek birini yanımda götürmek zorunda kalıyorum. Hastanelerimize Kürtçe bilen doktorlar, okullarımıza Kürtçe bilen öğretmenler istiyoruz. Kısacası biz de kimlik istiyoruz. Barış sürecinden çok umutluyuz ve bu süreçten dolayı çok mutluyuz. Bu süreçte bütün siyasi tutsakların da bırakılacağını umut ediyoruz. Yıllarca hapislerde kalmış gençlerimize yazık oluyor. Hasta tutsaklarımız zor şartlarda hayatlarını sürdürüyorlar. Her şeyin güzel olacağını umuyorum ve bunun için sürekli dualar ediyorum" şeklinde konuştu.    'DİLİMİZİ VE KİMLİĞİMİZİ İSTİYORUZ'   Kürt sorununu ancak barış ve kardeşlikle çözülebileceğini söyleyen Fettah Turan, "Bu güne kadar onlar bizi her zaman alt kimlikleri olarak gördü. Bizler hep direnenler olduk, onlar ise hep zulmettiler. Eğer onların yerinde biz olsaydık asla onların bize yaptıklarını, bizler onlara yapmazdık. Bizler, bu güne kadar sadece dilimizi ve kimliğimizi istiyorduk. Hala istiyoruz ve bu barış sürecinde bunlar şart koşulmalı. Bize dilimizi ve kimliğimizi vermeden barış sağlanamaz ki zaten bu güne kadar bizler bunun için direndik. Eğer bu süreç de bize küçük kardeş muamelesi yaparlarsa süreç böyle ilerlemez. Bunlar anayasada bir açıklığa kavuşmalı. Süreçten sonra Türkiye'nin adı Anadolu Cumhuriyeti olmalı. O zaman herkes eşitliği daha fazla hissedecek. Ben her iki taraftan da insanların ölmesini istemiyorum. Barış, kardeşlik istiyorum" diye belirtti.    Kürtler olarak haklarını istediklerini belirten Perinaz Timuçin, "Bizler Kürt'üz başta kimliğimiz olmak üzere kendi haklarımızı istiyoruz. Bu sürecin sonunda bütün yurttaşların eşit şartlarda yaşamlarını sürmelerini istiyoruz" dedi.    'ALEVİLER SÜREÇTE SÖZ KURMALI'   Gimgim'da da benzer taleplerini dile getiren yurttaşlardan Elif Hurustan, barışın herkes için önemli olduğunu ifade etti. Ölümlerin olmaması, annelerin ağlamaması için barışın gerekli olduğunu dile getiren Elif Hurustan, sürece dair korkularının da olduğunu ifade ederek, "Ama biz görüyoruz ki şuan iyi gidiyor. İnşallah, Xızır'ın izniyle barış olacak biz de bunu istiyoruz. Artık gençlerimiz katledilmesin. Biz de bu barışta yerimizi almak istiyoruz. Sadece kurumlar değil, insan olarak, vicdani olarak her yönden biz de destek vermek istiyoruz" ifadelerini kullandı.     Kendisinin Alevi olduğunu ve Alevilik inancı üzerinde Kürt kimliğinin asimle edilme girişimlerini eleştiren Elif Hurustan, süreçten Alevilere yönelik beklentilerinin de olduğunu dile getirdi.    'BARIŞ OLMAZSA EKONOMİ DÜZELMEZ'   Esnaf Erdal Özer, 2013-2015'teki sürecin bitmesi ile başlayan çatışmalı süreçte hem esnafın hem halkın zarar gördüğünü söyledi. Savaşın demokrasiye, özgürlüğe, insan haklarına zarar verdiğinin altını çizen Özer, barış sağlanırsa ekonomik yönden de esnafa katkı sunacağını belirterek, şunları söyledi: "Biz barıştan yanayız ve barış istiyoruz. Barış olmazsa ekonomi de düzelmez, demokrasi de gelmez, insan hakları da gelmez. Yıllarca bu savaş sürdü. Bu savaş bir sürü insana zarar verdi. Bir sürü ölümler oldu. Anaların gözyaşları oldu. Artık gözyaşı istemiyoruz. İnsanca, kardeşçe, beraberce yaşamak güzel günler yaşamak istiyoruz."   'DOĞRU BİR BARIŞ İSTİYORUZ'   Esnaf Remzi Kapçın savaşın verdiği zararların sadece ekonomiyle sınırlı olmadığını, insan haklarına ve yaşam tarzına da zarar verdiğine değinerek, şunları dile getirdi: "Barışın ismi var kendisi yok. Halen de çok kaygılıyız. Vartolular olarak yaşadığımız, birebir içinde olduğumuz olaylar var. Biz bunları yaşadık, ama batılılar sadece medyadan seyretti. Biz bunları yaşadık. Biz doğru bir barış istiyoruz. Artık silahların susmasını istiyoruz. Bir daha tekrarlanmayacak şekilde adımlar atılsın istiyoruz."   'HALK BARIŞA DESTEK VERMELİ'   Barıştan yana olduğunu söyleyen İkram Çelik, "O kadar genç yaşamını yitirdi. Biz Aleviler olarak da süreçten bir şeyler istiyoruz. Cemevlerimizin tanınmasını istiyoruz" derken Maşallah Aktaş da barışla birlikte gözyaşlarının dineceğinin altını çizerek, "Barış olsun ve hepimiz halk olarak destek verelim. Halk barışa destek versin, analar ağlamasın, gözyaşları dinsin" ifadelerini kullandı.