Irak ve Federe Kürdistan’da ‘kadın mücadele birliğine’ ihtiyaç var

WAN - Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde hakim ataerkil zihniyete karşı kadınların birliğinin şart olduğunu belirten Munîra Abwbakir ve Şîna Alî, “Sorunların çözümü konusunda ortak sese ihtiyaç var” diye belirtti. 

Kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için hazırlıklarını sürdürürken, erkek-devlet şiddetinin en fazla gündeme geldiği ülkelerden biri de Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi. Son yıllarda kadın hakları aktivistlerinin ve kadın örgütlerinin sayısı artmasına rağmen kadına yönelik şiddet ve katliam oranlarının ülkede arttığı bir gerçek. Sığınma evlerinin yetersizliği, koruma kararlarının gecikmesi ve başvurulara yönelik resmi kurumların “aile içi mesele” tutumu, kadınlara yönelik saldırıları daha görünmez hale getiriyor. 
 
En temel sorunlardan biri ise, cezasızlık politikası. Kadın katliamlarında  failin “tahrik indirimi”, “aile onuru” veya “psikolojik ” gibi gerekçelerle düşük cezalar alması, taciz ve tecavüz dosyalarının delil yetersizliği ya da baskı sonucu kapatılması kadın örgütlerinin mücadele ettiği başlıca hususlar arasında. Irak Parlamentosu'nda çocuğun vekaletini anneden alan, 9 yaşında “evliliklerin” önünü açan “Kişisel Statü Yasası”nın kabul edilmesinin ardından şiddet, taciz, tecavüz ve hak ihlallerinde artış başladı. 
 
Kadın Örgütleri Birliği'nden Munîra Abwbakir ve aktivist Şîna Alî,  25 Kasım dolayısıyla Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.
 
TOPLUMSAL BASKI VE ŞİDDET 
 
Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde kadınlara dönük şiddetin günden güne arttığını belirten Munîra Abwbakir, “Toplumsal, siyasi ve kültürel alanda kadınlar üzerinde çok fazla baskı var. Kürdistan Bölgesi’nde kadınlar hala toplumsal baskı ve şiddetle karşı karşıya. Kadınlara fiziksel, ruhsal ve cinsel başta olmak üzere farklı şiddet biçimleri uygulanıyor. Toplumda kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda bilinç oluşturulmuş değil. Seçim dönemlerinde de kadınlar babalarının ve kardeşlerinin kontrolü altında oy kullanıyor. Yanı sıra baskılar nedeniyle parlamentoya seçilen kadınlar dahi hükümet içerisinde etkili bir rol üstlenemiyor. Çünkü partilerin programları ve planları doğrultusunda hareket etmek zorundalar. Bu nedenle de kendi rollerini ortaya koyamıyorlar. Geçmiş yıllarda hem bölge hem de Irak Parlamentosu’nda kadınlara özgü hiçbir projenin olmadığını gördük" diye belirtti. 
 
PARLAMENTODA ERKEK ŞİDDETİ
 
Parlamentoda seçilmiş kadınların erkek şiddetiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Munîra Abwbakir, “Irak genelinde kadın sorunları kültürel ve toplumsal açıdan ortaktır. Siyasi partilerle bağlantılı kadın örgütleri, ataerkil zihniyet nedeniyle daha çok partilerin hizmetine giriyor. Kadınlara hizmet etmek yerine partilerin ataerkil fikirlerini güçlendiren çalışmalar yapıyor. Sözünü ettiğimiz bu şiddet ve baskı partilerin içinde de mevcut. Kadınlar partilerin içinde de ataerkil zihniyet nedeniyle ayrımcılık ve her türlü şiddete maruz kalıyor. Hem parlamentoda hem diğer siyasi alanlarda tüm kararlar erkekler tarafından alınıyor. Bu durum ise parlamentoya kadınlara özgü projelerin sunulmasının önünü kesiyor. Kadınların projelerini parlamentoya taşımasına, oylamaya sunmasına ve başarı elde etmesine izin verilmiyor. Bu alanlarda kadınların önü kapatılıyor. Bu nedenle kadınlar, bugüne kadar parlamentoda değişim yaratamadı" ifadelerini kullandı. 
 
Bölgede kadınların öncülük misyonlarını geliştirmeleri gerektiğinin altını çizen Munîra Abwbakir, “Parlamentoya sayıca girseler bile değişim ve dönüşüm yaratma açısından etkili olamadılar. Bu noktada eğitim çok önemlidir. Kadınların devlet kurumları ve sivil toplum örgütlerine katılım düzeyini yükseltmeliler. Siyasi alanda da kadınların çalışmalarının güçlendirilmesi gerekiyor. Öncülük bakımından kadınların güçlendirilmesi şarttır. Aynı şekilde kadınların birlik olması gerekir. Örneğin, Kadın Örgütleri Birliği olarak kadınların güçlendirilmesi, ilerletilmesi ve eğitim için birçok plan ve projeye sahibiz. Şu anda Süleymaniye kentinde bu kurum aracılığıyla çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız bu çalışmaları diğer kentlere de yaymak" dedi.
 
'KADIN BİRLİĞİ ŞART'
 
Kadın hakları aktivisti Şîna Alî, kadınları ortak bir akılla mücadele etmelerinin önemine değindi. Şîna Alî, “Ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. Büyük ölçüde bu ataerkil sistemden çıkmayı başaramadık. Bu da kadınlar üzerinde ciddi etkilere yol açıyor. Var olan zihniyetin aşılması için kadınların bilinçlendirilmesi gerekiyor. ‘Özgürlük’ dediğimizde düşünce özgürlüğünden, fikir özgürlüğünden ve önümüzdeki engelleri aşma özgürlüğünden bahsediyoruz.  Ataerkil sistemi aşmak ve karşımızdaki engelleri kaldırmak için parti ve mezhep temelli fikirlerden uzak durmamız gerekiyor. Kadınların sorunlarının çözümü konusunda ortak bir sese sahip olması şarttır.  Toplum üzerindeki parti etkisini azaltmamız gerekiyor.  Siyasi partilerde kadın çalışmalarının küçümsenmesine neden olan bu zihniyeti aşmamız gerekiyor ki kadınlar için daha geniş bir çalışma ortamı oluşturabilelim. Bu da kadınların düşünce ve bakış açısını güçlendirecektir. Toplumun temelini kadının eğitimi oluşturur. Bu nedenle kadınların birlik olması şarttır" ifadelerini kullandı. 
 
KADINLARIN YÜZYILI
 
25 Kasım kapsamında gerçekleştirdikleri çalışmalarla kadın ve toplumu bilinçlendirmeyi hedeflediklerini dile getiren Şîna Alî, şöyle devam etti: “Bu yüzyıl kadın yüzyılıdır, kadınların yüzyılıdır. Kadınlar, üzerlerindeki baskıları aşmak için birlikte ve tek ses olmalıdır. Kadınlar birlikte çalıştıklarında parti ve mezhep fikirlerinden uzak durduklarında, yakınlaşır ve mücadeleyi büyütür. Bu nedenle tüm engelleri aşmamız ve birliğimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Bu yılın memnuniyet verici durumlarından biri de Kürt ve Arap kadınların bir araya gelerek Irak’ın 188 Nolu yasa tasarısına karşı ortak bir sesle karşı çıkmasıdır. Bu, gelecekteki çalışmalar için önemli bir adımdır. Çünkü nerede gerçek bir baskı veya haksızlık yaşanıyorsa, kadınlar tek ses olup buna karşı çıkmalıdır. Irak’ta bir doktor öldürüldüğünde tüm kadınlar bir ağızdan tepki gösterdi. Aynı şekilde Kürdistan’da bir kadın hak ihlaline uğradığında ya da bir kadın öldürüldüğünde dört bir yandaki kadınlar seslerini yükseltti. Irak’ta kadınlara karşı çıkarılmış olan 188 Nolu yasaya karşı Kürt, Arap ve Hristiyan kadınlar hep birlikte tepki gösterdiler. Bu önemlidir. Bu beraberliğimizi örgütleyip karşı mücadele etmemiz gerekir." 
 
YARIN: Filistinli kadınlar acıma değil adalet istiyor
 
MA / Zeynep Durgut