HABER MERKEZİ - PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan, "Silah bırakma kararının yerine getirilmesi için yasal değişikliklere ihtiyaç var" dedi.
PKK 12. Kongresi, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşti. Kongrenin sonuç bildirgesi ve alınan kararlar dün kamuoyu ile paylaşıldı. Fırat Haber Ajansı (ANF), kongrenin açılış konuşmasını yapan PKK Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan'ın değerlendirmelerini yayınladı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın kongrenin gerçekleşmesi için büyük bir emek verdiğini kaydeden Karayılan, "PKK’nin 12. Kongresi sıradan bir kongre değil. Mücadele tarihimizde en önemli ve tarihi halkadır. Rêber Apo’nun çıkışının üzerinden 52 yıl 1 ay ve 2 hafta geçmiştir. Rêber Apo sıradan bir ülkeden yola çıkmadı. Yok olmak üzere olan, asimilasyon, soykırım siyasetinin özellikle Bakur halkını ölümün kıyısına getirdiği bir ülkeden yola çıktı Rêber Apo. Kürt toplumu ölüm döşeğindeydi, kimsenin o ülkenin adını söyleyemediği bir dönemde, böyle zorlu koşullarda Rêber Apo mücadele yürüyüşüne başladı. Heval Haki (Haki Karer) ve heval Fuat’ı (Ali Haydar Kaytan) da bu şekilde tanıdı ve birlikte yola çıktılar" dedi.
Abdullah Öcalan'ın 1990'lı yıllarda gerçekleştirmek istediği değişimlerin saldırılar nedeniyle gerçekleşmediğine dikkati çeken Karayılan, uluslararası komploya işaret ederek, "Bilindiği gibi 1999 yılında da silahlı savaş durdu, daha sonra 2002 yılında PKK feshedildi. Amaç değişim-dönüşümdü, yeni bir sürecin başlamasıydı. Ama gördük ki daha geniş bir müdahalede bulundular, tasfiyecilik ortaya çıktı, hareket üzerinde büyük bir tehlike oluştu. Hem içeride, hem de dışarıda. Komplonun başka bir bölümü gerçekleşti. Nasıl ki Rêber Apo’yu 15 Şubat 1999 yılında esir alarak hareketi yok etmek istedilerse, daha sonra da tasfiyeciler eliyle bunu gerçekleştirmek istediler" dedi.
'DİZ ÇÖKTÜRME' PLANI
Karayılan, "Elbette PKK ve Kürdistan şahsında sosyalizmin tüm sorunları incelendi. Bu yüzden yeni bir çizgi geliştirildi. Rêber Apo 2003-2004 yılından 5. Savunmaya yani 2010-2011 yılına kadar yeni paradigmayı geliştirdi. Kapitalist moderniteye karşı demokratik modernite inşası, ulus devlet sosyalizmine karşı da demokratik ulus ve toplumsal sosyalizmi inşası. Böyle yeni bir çizgi geliştirdi. Bu çizgi artık reel sosyalizm etkisi ile yürütülemiyordu. Türk devleti son 10 yılda yani İmralı sürecinden sonra -ki öncesinde 2 buçuk 3 yıllık Oslo süreci var- aslında o zaman da bir mutabakat oluşturuldu. Protokol denildi fakat devlete gösterdiklerinde Türk devleti ve hükümet kabul etmedi, cevap vermedi. Daha sonra Dolmabahçe Mutabakatı da aynı akıbetle sonuçlandı. Devlet bize karşı ‘Diz çöktürme’ planını devreye koydu. Bu plan sadece Türk devletinin planı değildi. Türk devleti geliştirdi, doğru ama NATO destekledi. Daha sonra NATO’nun çabalarıyla da işbirlikçi Kürt ayağını da oluşturdular" değerlendirmesinde bulundu.
DEVLET BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISI
Karayılan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrıya işaret ederek, şunları söyledi: "Cumhuriyet’in 100. yılında zaferlerini ilan etmek istiyorlardı ama bu amacına ulaşamadılar. Bu yüzden devlet adına Devlet Bahçeli bir çağrı yaptı. Başka bir yol aramak zorunda kaldılar. Rêber Apo’nun da -dediğim gibi- değişim çabaları zaten vardı. Rêber Apo, özellikle son 10 yılda üzerinde çok durdum dedi. Rêber Apo da aslında değişim için hazır. Bahçeli’nin çıkışının ardından Rêber Apo bunun bir fırsat olduğunu düşünüp kullanmak ve uzun süredir üzerine yoğunlaştığı süreci başlatmak istedi. PKK’nin feshedilmesi bu şekilde gündeme geldi. Rêber Apo yeni bir çizgi geliştirdi. Demokratik ulus ile demokratik ve toplumsal sosyalizmi geliştirdi. Bu temelde artık değişimin yaşanması gerekiyordu. PKK’nin değişmesi gerekiyordu. Aynı şeyler mücadele yöntemleri için de geçerlidir. Silahlı mücadele yöntemini resmi olarak 41 yıl boyunca yürüttük."
Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nı hatırlatan Karayılan, "Devlet Bahçeli devlet adına ya da devletin bir kanadı adına bu çağrıyı yaptı. 'Türkiye üzerinde bir tehlike var, bu yüzden içeride barış sağlamalıyız' dedi. Rêber Apo’nun 27 Şubat’taki çağrısı tarihi bir çağrıdır ve bu çağrı yeni bir çağın gelişmesine ilişkindir. Yeni bir dönemdir. Ulus devlet sosyalizmin değişmesi, demokratik ulus ve toplumsal sosyalizmin gelişmesine, demokratik konfederalizm, demokratik sosyalizm hamlesine ilişkin bir çağrıdır. Bizim de Rêber Apo’nun çağrısını bu şekilde ele almamız gerekir. Yeni dönemin mücadelesini geliştirme çağrısıdır" ifadelerini kullandı.
'DEĞİŞİM OLMAZSA OLMAZDIR'
"Bu çağrı ve bu süreç yeni bir dönemdir" diye vurgulayan Karayılan, "Bu çağrının sadece Kürdistan için değil tüm insanlık için tarihi bir rolü var. Artık Kürdistan sınırlarını aşıyor. Demokratik modernitenin kapitalist modernite karşında başarıya ulaşması için artık bizi geride bırakan, sadece Kürdistan içinde ses yaratan prangaları atmamız gerekir. Rêber Apo bizden bunu istiyor. PKK’nin feshedilmesini böyle anlamalıyız. Şüphesiz günümüzde geniş bir paradigmanın, toplumsal sosyalizmin yaratılması eskisi gibi silahla olmaz. Evet, bizim açımızdan yaşanacak değişimi anlıyoruz, biliyoruz. Rêber Apo’nun da belirttiği gibi aslında PKK’nin ömrü 1990’lı yıllarda sonlandı. Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla ilgili şüpheler vardı ama Rêber Apo’nun, değerli şehit Sırrı Süreyya Önder ve İmralı heyetinin emekleri, devlet yetkilileriyle, siyasi ve sivil toplum kurumlarıyla yapılan görüşmeler, değişimin yaşanması için bir zemine oluşturdu. Değişim olmazsa olmaz, bu kaçınılmazdır. Bu kongrede tarihi kararlar alınacaktır. Feshedilme kararı alınacaktır, en azından bu inançtayız. Silah bırakma kararının yerine getirilmesi için yasal değişikliklere ihtiyaç var. Değerli şehit Sırrı Süreyya Önder’in kendi eliyle yazdığı ve 27 Şubat’taki tarihi basın toplantısında okuduğu notta da belirtildiği gibi, hukuki ve demokratik siyaset haklarının olması gerekir" şeklinde konuştu.
'HUKUKİ ADIMLAR ATILMALI'
Karayılan, devlet/iktidarın atması gereken adımlara da değinerek, "Bu hareket yıllardır silahlı mücadele ile öz savunmasını yapıyor ama yasalara, kanunlara, anayasaya inanması gerekir. Bu yüzden muhakkak hukuki adımlar atılmalı, değişiklikler yapılmalı. Madem iç barış diyorlar, o zaman düşmanlığa son vermeliler. Ama hala saldırılar var. Hala kimyasal saldırılar var. Heval Besê, heval Mitra 11 Nisan’da Girê Cûdî’de, Zap’ta kimyasal silahla şehit edildiler. Ateşkes ilan etmemize rağmen bu saldırılar oluyor. Devletin inkar-imha zihniyetinde değişim olmalı. Bu zihniyet değişmediği sürece iç barış hangi temelde sağlanacak? İç barışı sağlayacağız diyenler önce bu inkar-imha zihniyetini değiştirmeliler. Gerçek bir iç barış olmalıdır. Var olan yasalar da düşman yasalarıdır, Kürt halkını, Kürt toplumunu reddeden yasalardır. Bu yüzden devlet tarafından hukuki ve yasal değişimlerin sağlanmasıyla bu hareket silahsızlanmayı yürürlüğe koyabilir. Yoksa bu çok zor olur" dedi.
Abdullah Öcalan'ın fizikin özgür olması gerektiğini vurgulayan Karayılan, "Fakat silahları gerçekten devre dışı bırakmamız için devlete de güvenmemiz gerekiyor. Ama şu an Türk devletinin yaklaşımı fazla güven vermiyor. Biz düz, dar veya sürekli şüpheli bir yaklaşım sergilemiyoruz, hakiki bir yaklaşım sergiliyoruz. Her şeyden önce yasal değişiklikler olmalı. Dediğim gibi Rêber Apo’nun çabalarıyla, mücadelesiyle, heyetin çabalarıyla, hareketin mücadelesiyle bunun temeli biraz oluştu. Bu yüzden kongremiz bazı kararlar alabilir. Kongre devletin şu anki yaklaşımlarına rağmen, ki bir tarafta olumsuz, bir tarafta olumlu yaklaşımlar var" diye kaydetti.
Karayılan, şöyle devam etti: "Gerilla dönemin yol-yöntemlerine göre savaşı devam ettirebilir ve yenilmezliğini bir kez daha gösterebilir. Ama Rêber Apo’nun da dile getirdiği artık dönemi geçmiştir. Bu yüzden değişime ihtiyaç var, buna inanıyoruz. Silahlı savaş stratejisini bitirmemiz gerektiğine inanıyoruz. Ama eğer devlet bunu kabul etmezse, bunun için gereken yasal değişiklikleri yapmazsa pratikte bu mümkün olmaz. Bu bir son değil, başlangıçtır. Özgürlük için, Apocu hareket için, halkımız ve bölge halkı için yeni bir başlangıçtır. Yeni bir çağdır. Böyle ele almalı ve bu şekilde yaklaşmalıyız. Kongremizin Rêber Apo çizgisinde başarıya ulaşması ve sonuç alması için her arkadaş kendisini sorumlu görecektir, sorumlu bir şekilde yaklaşacaktır."