Amed Barosu'ndan Kürt sorununa çözüm raporu

AMED - Amed Barosu’nun Kürt sorununun çözümüne dair hazırladığı raporda, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, kayyım, siyasi partilerin kapatılması, anadilde eğitim, koruculuk sistemi, tecrit ve tutsakların "umut hakkı"na dair birçok öneri yer aldı. 

Amed Barosu, “Türkiye'de Kürt meselesi bağlamında toplumsal barış için hukuki gereklilikler ve öneriler” raporunu açıkladı. Baro binasında yapılan basın toplantısında, baronun Kürt sorununun çözümü noktasında önerileri sıralandı. 
 
Toplantıda konuşan Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, hukuki reformların Kürt sorununun çözümüne katkı sunacağına vurgu yaptı. Kürtlerin en temel haklarının dahi kısıtlandığına dikkati çeken Eren, Kürt meselesinin çözümünün tüm Türkiye'yi şekillendirecek bir dönüm noktası olacağını söyledi. Eren, "Bu çözüm ancak yeni bir anayasa ve kapsamlı yasal değişikliklerle mümkün" dedi. 
 
ÇÖZÜM İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR 
 
Eren, son dönemlerde Kürtçeye dönük saldırılara işaret ederek, "Kürtçe stranlar eşliğinde halay çekilmesinden kaynaklı yersiz suçlamalarla oluşturulan yargı tehditleri, yaşanan tutuklamalar ve hükmedilen cezalar, kayyım politikası ve uygulamaları, Kürtçe trafik yer işaretlerine ilişkin idari engellemeler, Kürt meselesine ilişkin uygulanagelen inkar ve red politikalarını bizlere göstermektedir” diye kaydetti. 
 
Kürt sorununun temel bir insan hakkı sorunu olduğunu belirten Eren, temel haklarının güvence altına alınması, Kürt kimliğinin tanınması ve kültürünün yaşatılması için uluslarüstü insan hakları belgelerine uygun anayasal ve yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini kaydetti. 
 
Eren, “Anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi taleplerin karşılanması için hukuki değişikliklerle birlikte, uluslararası bir insan hakları standardının uygulamaya koyulması ve bir bütünen temel hakların hukuki güvenceye alındığı hukuk sisteminin oluşturulması gerekmektedir” dedi. 
 
'YENİ ANAYASA KAPSAYICI OLMALI’
 
Kürt sorununun kalıcı bir barışçıl çözümü için yeni anayasanın önemine değinen Eren, "Kürt meselesinin çözümü için yeni bir anayasa, toplumun tüm kesimlerini kapsayıcı, özgürlükçü ve demokratik bir temele dayanmalı. Türkiye’nin çok etnisiteli yapısını tanıyan ve bu nedenle herhangi bir etnik, dini ve ya mezhepsel kimliğe atıfta bulunmayan bir başlangıç bölümü; yine herhangi bir kimlik veya sınıfa dayanmayan kapsayıcı bir vatandaşlık tanımı ve demokratik yönetimi esas alan ademi-merkeziyetçi bir idari yapılanma olmalıdır” önerisinde bulundu. 
 
'TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI' VURGUSU
 
Anayasanın ilk maddelerindeki "Türklük" vurgusunun Türkiye'nin çoğulcu yapısıyla bağdaşmadığını ifade eden Eren, anadilin hayatın her yerinde kullanılması gerektiğini dile getirdi. Türk vatandaşlığı yerine “Türkiye vatandaşlığı” ibaresinin yer alması gerektiğini belirten Eren, "Demokratik hukuk devletinde adaleti tesis etmekle görevli olan yargının, bağımsız, tarafsız ve hak temelli bir pratiğe sahip olması gerçek işlevine uygun biçimde çalışabilmesi için zorunludur” dedi. 
 
Yargı bağımsızlığının önemine değinen Eren, “Yargının bağımsızlığı ve yargıcın tarafsızlığı önündeki yapısal sorunların giderilmesi, keyfi yargı süreçlerine ilişkin önlemlerin alınması ile Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanması hususunda tedbirlerin alınması gerekir” dedi. Eren, Terörle Mücadele Kanunu'ndan kaynaklı yaşanan ihlallere dikkati çekerek, ilgili kanunun yürürlükten kaldırılması gerektiğini vurguladı. 
 
Eren, şunları söyledi: "Uluslararası mevzuat hükümlerine konulan çekinceler, anayasal ve yasal hükümler gözetildiğinde, kayyım uygulaması, hasta mahpuslar ve tecrit sorunu, yersiz yargı tehdidi ile temel hakların kullanımına yönelik engeller ve sınırlamalar yapısal nitelikte sorunların bulunduğunu göstermektedir. Türkiye’de muhalif olarak görülen kişileri hedef almak için araçsallaştırılan aşırı geniş terörle mücadele mevzuatını ve ilgili diğer yasalar, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun hale getirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, temel haklara ilişkin hukuki güvenceler sağlanmadan kalıcı bir toplumsal barış sağlamak mümkün olmayacaktır. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü, etkili bir demokratikleşme ve hukuk perspektifi geliştirilip uygulanmadıkça bu adaletsizlik sarmalı hem artarak devam edecek hem de geçmişte yaşanan adaletsizlikler asla telafi edilemeyecektir.”
 
RAPOR VE ÖNERİLER
 
 
60 sayfalık raporda, "Uluslararası Politika Önerileri" yer aldı. Önerilerde, Türkiye'nin uluslararası sözleşmeler ve protokollerdeki çekincelerini kaldırması istendi. Raporda, "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının 1991 tarihli yasanın kapsamı dışında bırakılan bütün hükümleri imzalanıp onaylanmalıdır. Bu hükümleri iç hukukun parçası haline getirmek için gerekli anayasal ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır” önerisine yer verildi. 
 
Yeni anayasada, “Türk milleti” ifadesinin “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları” olarak değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Siyasi partilerin kapatılmasını öngören maddenin anayasadan çıkarılması istendi. 
 
Raporda, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Can Atalay davalarına işaret edilerek, Etkin, şeffaf ve iyi işleyen bir yargı sisteminin temeli, insan haklarını koruma güvencesine sahip mevzuat hükümleri ile hakimlerin ve savcıların hak temelli yargı pratiğine dayanmaktadır. Yargı sisteminin, herkesin temel hak ve özgürlüklerine saygıyı adil ve bağımsız bir biçimde güvence altına alacak şekilde onarılması gerekir” diye belirtildi.  
 
YASAL DEĞİŞİKLİKLER 
 
Raporda, yasal değişikliklere dair kimi öneriler sıralandı. Raporda, insanlığa karşı suç kategorisine giren işkence ve kötü muamele, öldürme, yargısız infaz, faili meçhul, gözaltında kayıp gibi suçlarda zaman aşımının geçerli olmadığını belirten hükmün ilgili maddeye eklenmesi istendi. 
 
Şu değişiklikler raporda yer aldı: 
 
"* Türkiye, Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeyi ve Roma Statüsünü onaylamalıdır. 
 
* Yasadışı Örgüt Yöneticiliği veya Üyeliği Suçu (TCK 314/1-2. Madde) 3713 sayılı kanunun 2/1. Fıkrası ve 3. Maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 314. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları birlikte değerlendirilmelidir. “Suçun Tanımının Netleştirilmesi”, “Açıklık ve Belirlilik”, “Kanıt Standardı” getirilmelidir.
 
* Yasadışı Örgüt Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek Ve İsteyerek Yardım Etme (TCK 220/7. Madde) maddesinin yürürlükten kaldırılmalıdır.
 
* Üye olmamakla birlikte Örgüt Adına Suç İşleme (314/3. Madde) maddesi de yürürlükten kaldırılmalıdır. 
 
* Madde 299 (Cumhurbaşkanına Hakaret),  Milleti, Devleti Aşağılama (TCK Madde 301) maddeleri kaldırılmalıdır. 
 
* TMK içinde yer alan 1. Madde, 2. Madde, 3, 4, 5, 6’ncı madde,  Madde 7/2 maddelerinin “muğlaklık” nedeniyle yürürlükten kaldırılmalıdır." 
 
'UMUT HAKKI KARARLARI UYGULANMALI'
 
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ölünceye kadar devam ettiği ve bu durumun "umut hakkı"na aykırı olduğu kaydedildi. Raporda, "(...) şartla salıverme süresinin 4’te 3 olacağı, bu kişilerin yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulacağına dair düzenleme umut hakkına, BM Mandela Kurallarına, Hukuk devleti ilkesine, korunması gereken hukuki yarar ve eşitlik ilkesine, ölçülülük ilkesine açıkça aykırıdır. Abdullah Öcalan, Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan açısından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olunmuştur. AİHM tarafından alınan kararlarda, umut hakkına işaret edip, sağlık nedeniyle salıverme ya da affın AİHM içtihatları bağlamında AİHS madde 3 ile uygun salıverilme umudu olarak değerlendirilemeyeceğini, Vinter v. Birleşik Krallık Kararına atfen cezanın gözden geçirilmesine dair herhangi bir usulü düzenlemenin yokluğunda AİHS m. 3 ihlalinin cezaya hükmedilmesi anında vuku bulacağı belirtilerek umut hakkı kapsamında, AİHS 3. Madde ihlaline karar verilmiştir. AİHM ilkeleri doğrultusunda Türk Hukuku’nda karşılık bulamayan 4 ilke; Cezanın Hukuken İndirilebilir Olması, Cezanın İnfazının Hükümlünün Resosyalizasyonuna ve Tehlikelilik Halinin Son Bulmasına Elverişli Olması, Cezanın Gözden Geçirilmesi Sürecinde Hükümlünün Usulü Güvencelere Sahip Olması, Cezanın Fiilen İndirilebilir Olması düzenlenmelidir" denildi.  
 
Raporda, adli suçlarla eşit bir infaz rejimi koşullarının oluşturulması, tecrit sonucunu doğuran infaz uygulamalarının kaldırılması, "umut hakkını" ihlal edici nitelikteki maddelerin yürürlükten kaldırılması, infaz ertelemesindeki ayrımcı düzenlemenin kaldırılması, Polis Vazife Salahiyet Kanunu’ndaki belirsizliklerin ortadan kaldırılması gibi taleplere yer verildi. 
 
TECRİT KALDIRILMALI
 
Cezaevlerindeki tecridin kaldırılması, tecrit cezasının mevzuattan çıkarılması, bu kurallara uygun olarak infaz kanunu, tüzüğü ve yönetmeliğin düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda şu öneriler sıralandı:
 
"* Mahpusların insan olmalarından kaynaklanan onur ve değerine saygı, 
 
* Tıp ve sağlık hizmetleri kurallarına uyulması, 
 
* Sağlık çalışanlarının rolü, 
 
* Mahpuslar ile ilgili tüm işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele veya cezalandırma belirtilerinin veya iddialarının yanı sıra tüm gözaltı ölümlerinin soruşturulması, 
 
* Zor koşullar altındaki ülkeler göz önüne alınarak özgürlüğünden yoksun bırakılmış hassas grupların korunması ve özel ihtiyaçlarının karşılanması, 
 
* Kanuni temsile erişim hakkının sağlanması, 
 
* Şikayetlerin yapılabilmesi ve bağımsız denetimin gerçekleştirilebilmesi, 
 
* Ülkelerin BM Mandela Kurallarına uyumunun sağlanması, 
 
* BM Mandela Kurallarını uygulayacak hapishane personeli ve diğer personelin eğitiminin sağlanması, gerekir” denildi. Raporda, “5275 sayılı kanunda belirtilen disiplin cezaları ile ilgili düzenlemeler BM Mandela Kuraları gözetilerek yeniden düzenlenmeli, Hapishanelerdeki Tecrit Başta Olmak Üzere İnsan Onuruna Aykırı Tüm Uygulamalar Kaldırılmalı, mevzuat hükümleri insan hakları hukukuna uyarlanmalıdır.  3713 Sayılı TMK’nin 17/2. Maddesi yürürlükten kaldırılmalı, 5275 sayılı yasanın 48/4. Maddesine göre iyi hal süreleri gözetilerek, şartlı salıverilme kararları alınmalıdır."
 
HASTA TUTSAKLAR 
 
Raporun hasta tutsaklara dair bölümünde, infaz erteleme için gerekli sağlık raporları için tam teşekküllü sağlık kuruluşlarından alınan raporların yeterli olacağı yönünde düzenleme yapılması istendi. "Toplum güvenliği bakımından tehlikeli" kriterinin ilgili kanunun maddesinden çıkarılması gerektiği vurgulandı. İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi kararlarına karşı temel hakların korunmasına dair yasal güvencenin sağlanması gerektiği belirtildi. 
 
OHAL VE KHK'LER 
 
Olağanüstü Hal (OHAL) kanunu nedeniyle temel hak ve özgürlüklerin keyfi biçimde askıya alındığına dikkati çekilen raporda, OHAL ve OHAL KHK’lerinin kaldırılması gerektiği ifade edildi. Yine kayyım atamaya gerekçe yapılan maddelerin kaldırılması istendi.
 
Geçici köy koruculuğuna dair, "Geçici ve gönüllü bütün köy korucuları görevden alınmalı, ivedilikle silahsızlandırılmalıdır. Suç işlemiş olan korucuların yargılanmasını sağlayacak gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Suç işlememiş korucuların yaşı gelmiş olanlarının derhal emekliye ayrılmaları, diğerlerinin ise güvenlik, eğitim gibi hassas sektörler dışındaki kamu sektörlerinde istihdamlarını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır” ifadelerine yer verildi. 
 
SİYASİ PARTİLER KANUNU 
 
Siyasi Partiler Kanunu’na da atıfta bulunulan raporda, “Kürt Sorununun demokratik çözümü için öncelikle Kürt seçmen ve siyasetçilerin demokratik hayata katılma hakları tanınmalı ve kullanılır hale getirilmelidir. Bu amaçla:  81. maddenin tamamı kaldırılmalıdır. Siyasi Partiler Kanununun 101. maddesi yeniden düzenlenerek siyasi partilerin kapatılması, AİHM içtihadı ile Venedik kriterleri ışığında zorlaştırılmalıdır. Buna göre, sadece şiddet kullanımını açıkça savunan veya şiddete başvuran partilerin kapatılması öngörülmelidir. 1982 Anayasasından önce uygulanmayan ve toplumun siyasi iradesinin parlamentoya yansımasını engelleyecek derecede yüksek olan seçim barajı,  yüzde 5’e indirilmelidir.  Bütün siyasi partilerin, büyüklüklerine ve aldıkları oyların oranına bakılmaksızın, hazineden yüzde 3 oranında yardım almaları sağlanmalıdır. Önerilen bu iki düzenleme, Anayasaya eklenecek hükümlerle anayasal güvence altına alınmalıdır" denildi. 
 
ANADİLDE EĞİTİM 
 
Raporda, anadilde eğitim vurgusu öne çıktı. Raporda, “Milli Eğitim Temel Kanununda yapılacak bir değişiklikle, anadili Türkçe olmayan çocukların okul öncesi eğitimi anadillerinde yapmaları sağlanmalıdır. Farklı dillerde anadilde eğitim için yasal altyapının oluşturulması ve hukuk metinlerinde yeknesaklığın sağlanması için önlemler alınmalıdır” önerileriyle dil konusuna değinildi. Harf Kanunu’nda Türkçede olmayan harflerin kullanımı önündeki yasal engeller ile TCK’nın 222’nci maddesinde yer alan cezai müeyyidelerin kaldırılmasının önerildiği raporda, “Bu amaçla: Harf Kanunu’nun 2. ve 4. maddeleri kaldırılmalıdır. TCK’nın 222. maddesi kaldırılmalıdır .Madde 1’de Türkçe zorunluluğunun yanında ikinci ve sonraki seçenekler olarak farklı dillerin kullanılabileceğine ilişkin değişiklikler yapılmalıdır” diye kaydedildi. 
 
‘SOYADI KANUNU’
 
Raporda Soyadı Kanunu’na ilişkin, “Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan ‘aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle’ ifadesi kaldırılmalıdır. Soyadı Kanunu’nun 6. maddesinde, soyadı seçiminde idareye verilen tasarruf yetkisi kaldırılmalıdır. Soyadı Tüzüğü’nün 5, 7 ve 8 numaralı maddeleri kaldırılmalıdır” önerisine yer verildi. 
 
'KÜRT MESELESİ ÇÖZÜLMELİ'
 
Raporun sonuç bölümünde, şu ifadelere yer verildi: “Kürt meselesini doğuran asıl unsur, 100 yıllık dönemde Cumhuriyet’in farklı etnik unsurlarını, asimilasyondan entegrasyona uzanan dönüştürme süreci, Kürtlerin etnik ve siyasi kimlikleriyle varlıklarını sürdürmeye izin vermemesi oluşturmaktadır.  Anayasa’nın başlangıç bölümü dahil olmak üzere bütününde Türk etnik kimliğine vurgu hâkimdir. Bu vurgu anayasa metni boyunca sıkça tekrarlanan ‘Türk vatanı ve milleti, yüce Türk devleti, Türk milleti Türk dili, Türk kültürü’ gibi ifadelerle kendisini göstermektedir. Bu dil farklı etnik kökene mensup insanlardan oluşan Türkiye toplumunun çoğulcu yapısı ile bağdaşmamaktadır.
 
Toplumsal hayatın farklı alanlarını düzenleyen çok sayıda yasada Türk etnik kimliğine referans ve vurgu içeren hükümler yer almaktadır. Bu durum, Türk etnik kimliğine mensup olmayan Kürt ve diğer vatandaşları dışlamaktadır. Anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi taleplerin karşılanması için hukuki değişikliklerle birlikte, uluslararası bir insan hakları standardının uygulamaya koyulması ve temel hakların hukuki güvenceye alındığı hukuk sisteminin oluşturulması gerekmektedir. 
 
YARGI TEHDİDİ KALDIRILMALI
 
Türkiye'de insan haklarının durumu son 40 yılda önemli ölçüde kötüye gitmiştir. Terörle mücadele yasaları ve güvenlik önlemleri, Kürt kimliği, dili ve kültürüne yönelik son dönemde yaşanan saldırılarda yargı araçsallaştırılmakta, toplumun muhalif kesimlerini kriminalize etme ve meşru çalışmalarını ‘anayasal düzene tehdit’ olarak nitelendirmek için kasıtlı olarak kötüye kullanılmakta ve yurttaşlar yargı tehdidi ile cezalandırılmaktadır. Türkiye’de muhalif olarak görülen kişileri hedef almak için araçsallaştırılan aşırı geniş terörle mücadele mevzuatını ve ilgili diğer yasalar, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun hale getirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, temel haklara ilişkin hukuki güvenceler sağlanmadan kalıcı bir toplumsal barış sağlamak mümkün olmayacaktır. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü, etkili bir demokratikleşme ve hukuk perspektifi geliştirilip uygulanmadıkça bu adaletsizlik sarmalı hem artarak devam edecek hem de geçmişte yaşanan adaletsizlikler asla telafi edilemeyecektir.”
 
 

Diğer başlıklar

16/11/2025
23:15 Riha Barosu: İki çocuğun öldüğü iş cinayeti denetimsizliği göstermiştir
22:44 Tuncer Bakırhan, Barış Akademisyenleri ile bir araya geldi
22:34 BMGK, Gazze’ye ‘çokuluslu güç konuşlandırılmasını' yarın oylayacak
22:19 Gazeteci Alican Uludağ'ın Akand paylaşımına soruşturma açıldı
21:29 Ahmet Kaya’nın 1996’daki sözleri yayınladı
20:44 Bakanlıktan Şule Çet'in faillerinden Berk Akand hakkında açıklama
19:47 Annesi kızı Rojbin Sönmez’i ağıtlarla andı
18:54 Ekoloji Kervanı 2'nci gününde: Talana karşı sesimizi yükseltiyoruz
18:50 Reqa'da 2 Kürt genci kaçırıldı
18:46 İHD’nin yeni Eş Genel Başkanları belli oldu
18:36 Devrimci Parti kuruluşunun 10'uncu yılını kutlandı
18:29 Riha'da iş cinayeti: 2 çocuk yaşamını yitirdi
17:54 Kayyımın kapattığı Şamiran Kadın Yaşam Merkezi yeniden açıldı
17:36 TJA, 25 Kasım startını Kadifekale'de verdi
17:24 Kadınlar barış için buluştu: Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz
17:15 Colemêrg-Wan Karayolunda kaza
17:12 Qamişlo'da Abdullah Öcalan için yürüyüş düzenlenecek
16:48 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kadının özgür olmadığı bir toplum demokratik olamaz
16:37 Mûş'ta kar yağışı: 14 köy yolu ulaşıma kapandı
16:34 Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası başladı
16:10 Yaşamını yitiren 5 HPG’li için anma
15:48 Kadınlardan fuhuş ve uyuşturucuya karşı mücadele çağrısı
15:30 YPG'li Yıldız'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:47 Beton dökümü sırasında inşaat çöktü: 2 işçi yaşamını yitirdi
14:24 TJA’dan Dîlok’ta ‘şiddetle mücadele’ atölyesi
14:16 Silêmanî’de 25 Kasım’ın startı verildi
14:08 Wan'da Rojin Kabaiş Ormanı oluşturuldu
14:00 Tülay Hatimoğulları: Ey iktidar Dêrsim'den elini çek
13:57 Dêrsim’de miting öncesi kitlesel yürüyüş
13:39 Demirtaş: Eşit ve adil geleceği birlikte kuracağız
13:24 15 yaşındaki çocuktan 3 gündür haber alınamıyor
13:23 11’inci Yargı Paketi’nin bu hafta Meclis’e sunulması bekleniyor
12:47 Şule Çet'in faillerinden Berk Akand tahliye edildi
12:43 Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Süreçten umutluyuz ama AKP yeteri katkı sunmuyor
12:17 OECD'nin sağlık raporunda Türkiye sonuncu
11:20 Jin dergi 'Dêrsim Katliamı'nı kapağına taşıdı
11:07 Riha’da işkence edilen çocuk ağır yaralandı
09:42 İki başarı hikayesi
09:35 25 Kasım Kadın Platformu: Taksim'e isyana çağırıyoruz
09:26 AKP’nin 23 yıllık 'suç' kaydı: En az 8 bin 33 kadın katledildi
09:23 Tutsak yakını: Devletin maskesi zindanlarda düşüyor
09:18 'Komisyon İmralı'ya gitmeli, kapılar ardına kadar açılmalı'
09:17 Engelli raporuna rağmen bir bırakıp bir tutukluyorlar
09:15 Wanlı yurttaşlar: Asgari ücret 50 bin TL olmalı
09:05 Metro inşaatındaki göçükte 1 işçi yaşamını yitirdi
09:04 Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak
09:00 16 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:09 Meteoroloji’den Colemêrg, Şirnex ve Wan için sarı kodlu uyarı
15/11/2025
22:11 Ege Denizi'nde deprem
22:05 Kabataş'ta metro inşaatında iskele çöktü
21:45 Zehirlenip yaşamını yitiren ailenin kaldığı otel boşaltıldı
21:39 Tiktok’tan Seyîd Rıza anmasına sansür
21:18 Tuncer Bakırhan: Komisyon derhal İmralı’ya gitmeli
20:59 Hayvansever kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
20:54 Rojin Kabaiş eylemine ‘uyarı’ cezası
20:19 Brezilya’da binler iklim adaleti için yürüdü
20:07 Seyid Rıza ağıtlarla anıldı
19:55 MAF-DAD kongresinde süreç tartışıldı
19:17 Erzirom ve Xana Axpar’da kadın buluşması
19:07 Anne ve iki çocuğunun ölümüne dair gözaltı sayısı arttı
18:02 Dîlok’ta iş cinayetleri protesto edildi
17:58 Adalet Nöbeti'nde taciz failinin duruşmasına çağrı
17:46 EGEÇEP’ten ortak mücadele çağrısı
17:45 EHP: Asgari ücret 65 bin TL olmalı
17:40 Yazar-ressam Hüseyin Özsoy, Wan’da okurlarıyla buluştu
17:35 Mêrdîn’de taziye evine saldırı
17:33 Seyîd Riza ve arkadaşları için klip: Cigêram
17:30 DADER konferansı: Devlet adım atsın
17:24 ‘Barış ve özgürlükte ısrar ediyoruz’ buluşmasına çağrı
17:23 Barış gazeteciliği paneli: Militarist habercilik dili toplumda düşmanlık yaratır
17:18 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:13 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Demokratikleşme olmadan barış olmaz
17:11 Êlih’te taziyelere kitlesel ziyaret
17:02 Kadınlar alanlarda: Şiddetsiz yaşamı birlikte kuracağız
17:01 'Zindandaki Kadınların Öyküleri' okurlarla buluştu
16:49 57 bin ağacın kesileceği rant projesi yargıya taşındı
16:35 Dêrsim’deki doğa mitingine katılım çağrısı: Sesimize ses verin
16:14 Demokratik Birlik İnisiyatifi: Sürecin öncüsü olacağız
16:07 Seyîd Rıza ve yol arkadaşları birçok kentte anıldı
15:55 İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:51 Takas Pazarı’na yoğun ilgi
15:17 ‘Muhlise Karagüzel ve Kavak’ı derhal serbest bırakın’
14:33 Koğuş değiştirmek isteyen tutsak darp edildi
14:28 COP 30 tepkisi: Ekolojik yıkım derinleşiyor
14:04 Mêrdîn kısa süreli yağışta göle döndü
13:56 İHD 22'nci Genel Kurulu başladı: Devletin Kürt meselesindeki güvenlikçi politikası değişmedi
13:51 Kayıplar için beş kentte adalet talebi
12:56 Cumartesi Anneleri Nazım Gülmez için adalet istedi
12:28 Dêrsim’de Seyit Rıza anması: Mezar yerlerini açıklayın
12:18 Sındırgı’da art arda depremler
10:37 CHP Milletvekili Akgün Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon neden görüşmesin?
10:28 İşçi servisi devrildi: 14 yaralı
10:14 Nizamettin Kabaiş: Tehditlere rağmen mücadelemiz sürecek
09:24 Dilovası’nda yaşamını yitiren işçi sayısı 7'ye yükseldi
09:23 HDP binalarına saldırı dosyası 10 yıldır neden kapalı tutuluyor?
09:22 Dêrsim'de yüzlerce toplu mezar var: Yüzleşme çağrısı
09:11 Ruhsatsız fabrika yangından sonra mühürlendi!
09:08 Dilan Mızrak: Devlet sürecin hukuki zeminini bir an önce oluşturmalı
09:07 Kültürel hafıza yok oluyor, Ermeni evleri bir bir çöküyor
09:06 Bataklığa sürüklenenler anlatıyor: Ayağım tekerlek olmuş, tamir etmeye çalışıyordum
09:05 Çöken bina, patlayan depo: İhmalin getirdiği ölümlere karşı mücadele edeceğiz
09:04 Selamet Yeşilmen’in failleri 10 yıldır bulunmadı: Adalet bekliyoruz
09:03 Soğuk havalar cep yakıyor
09:03 'Halk ve inançlar arasında problem yok; sorun kanun ve yasalardır'
09:02 'Barışa katkı için Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın'
09:01 Devlet merkezli uygarlık sistemin yok edici düzeni: Kastik katil
09:00 15 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:59 Amed'de yollar göle döndü
08:22 Kürdistan kentleri için kuvvetli yağış uyarısı
14/11/2025
23:56 Yeni kurulan TELE2’nin haberine erişim engeli
23:42 Licê'nin Qelesi mezrasında ev baskını
23:19 Şam'da art arda patlamalar meydana geldi
22:50 Gençlerden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için meşaleli yürüyüş
22:43 DEM Parti eski il eşbaşkanına 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
22:36 Mêrdîn'de fırtınada motosikleti devrilen kurye yaralandı
22:10 Rahman A. boşanma aşamasında olduğu kadını katletti
21:36 Kürdistan kentlerine ayrılan kültür ve turizm bütçesi yüzde 5'in altında
21:23 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê girişlerindeki kontrol noktaları kaldırıldı
21:20 Sabahat Tuncel: Barış bizim için bir tercih değil zorunluluktur
20:46 İstanbul'da Rojin Kabaiş için eylem
20:35 Êlih'te iş cinayeti
19:46 Gülhan'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
19:19 ‘Aç kalalım ama kültürsüz kalmayalım’
18:37 İşçiler 107 gündür eylemde: Taleplerimiz karşılansın
18:24 CHP'den İBB iddianamesine ilişkin HSK'ye başvuru
18:18 DEM Partili Oluç: Eli kulağındadır, kayyım rejiminin sonuna geliniyor
18:08 Riha’da toz taşınımı etkili oldu
18:02 HPG’li İş, kitlesel bir şekilde toprağa verildi
17:32 25 Kasım eylemleri: Dayanışmayla karanlığı yeneceğiz
17:06 Çetin'in taziyesine 'şehit namirin' sloganıyla ziyaret
17:01 Vince çıkan işçilerin eylemi kazanımla sonuçlandı
16:42 DEM Parti Kadın Meclisi direnişteki kadınları ziyaret etti
16:41 DEM Parti Turizm Bakanlığından Kürtçe ve diğer dilleri teşvik edilmesini istedi
15:52 Dilek İmamoğlu: Adalet yara alırsa umut yeşermez
15:19 İHD: 6 bin 94 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi
15:00 Bireysel silahlanma protestosu
14:07 Silahlı saldırıda 4 kişiyi yaralayan korucular serbest bırakıldı
13:54 LeMan davasında Pehlevan hakkında tahliye kararı
13:09 KESK'li kadınlar 25 Kasım programını açıkladı: Barış talebinde ısrarcıyız
12:26 MB anketine göre enflasyon beklentisi yükseldi
11:45 Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak
11:31 Tanrıkulu: Güven artırıcı adımlar atılmalı
Ekmen: Toplumun desteği süreç için önemli
11:13 AB Türkiye Delegasyonu Amed Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti
11:09 Sürecin etkili öncülere ihtiyacı var
10:55 Seyîd Rıza'nın mezar yeri açıklansın: Gidersem gözüm açık kalacak
10:51 Bakırhan: Süreçte belediyelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor
09:58 92 yaşındaki tutsak annesi: Ölmeden oğlumu görebilecek miyim?
09:44 Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ‘suça göre’ muamele!
09:43 'Katliama işveren yer hazırlıyor, devlet göz yumuyor'
09:41 Prof. Dr. Nilgün Toker: Süreç hukuki güvence altına alınmalı