ANKARA - DEM Parti Ankara İl Örgütü’nün özgür basına yönelik operasyonlara ilişkin yaptığı basın açıklamasında konuşan Gazeteci Yazar Hüseyin Aykol, "Bize yönelik saldırıların arkasından sınır ötesi operasyonlar geldi. Şimdi Bağdat’ta NATO merkezli bazı anlaşmalar yapıldı, çok daha büyük bir operasyon geliyor" dedi. 

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara İl Örgütü özgür basın emekçilerine yönelik Belçika, İstanbul ve Ankara’da yapılan baskın ve gözaltılara ilişkin basın açıklaması düzenledi. Yapılan açıklamaya parti meclisi üyeleri, il ve ilçe yöneticileri, Gazeteci Yazar Hüseyin Aykol, Emek ve Demokrasi Güçleri ve Demokratik Kitle Örgütleri katıldı. DEM Parti Ankara İl Binası Önünde yapılan açıklamada “Özgür basın susturulamaz” yazılı pankart açıldı.  Açıklamada, sık sık “Baskılar bizi yıldıramaz” ve “Özgür basın susturulamaz” sloganları atıldı

 

‘GAZETECİLER SERBEST BIRAKILSIN’

 

Açıklamayı yapan Dem Parti Ankara İl Eşbaşkanı Fatin Kanat,  “Avrupa’nın göbeğinde, yaklaşık 200 polis ile teknik ekipmanlara el konularak, kabloların kesilerek yayınının durdurulduğu bu hukuksuz ve yasa dışı operasyonun hedefinin Kürt halkının sesini kısmak olduğu açıktır. Öte yandan, İstanbul, Ankara ve Riha'da yapılan gözaltı saldırılarının Türkiye'nin Irak ve Erbil ziyaretleri sonrasında yaşanmış olması oldukça manidardır. 22 Nisan Kürt Gazetecilik Günü'nün ertesinde, Özgür Basına ve Kürt halkına yönelik bu saldırı ve operasyonlar, seçimlerden 2. parti olarak çıkan AKP'nin ve saray rejiminin, seçim sonuçlarını hazmedememesi ve intikam alması olarak okunmaktadır. 31 Mart günü, seçim sonuçları doğrultusunda, Türkiye halklarının sandıkta verdiği ‘demokrasi, çözüm ve barış’ mesajlarının doğru okunarak bu haksız ve hukuksuz saldırılara bir son verilmesi gerektiğini söylüyor ve gözaltına alınan 9 Özgür Basın çalışanının bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

 

‘BU SİZİN HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜZDÜR’

 

Ardından konuşan Aykol ise 34 yıldır özgür basın çalışmalarının sürdüğünü ifade etti. Saldırılara karşı inat ve ısrarla devam ettiklerini belirten Aykol,  “Bu 34 yıl içerisinde bugünküne benzer operasyonları biz çok gördük. Bu operasyonların ardından bizleri ziyarete gelen kurumlara her zaman şunu ifade ettik; bize sahip çıkın çünkü bu sizin basın özgürlüğünüzdür. Bu sizin haber alma özgürlüğünüzdür. Çünkü iktidardakiler kendi yandaş basınlarında ya yalan söylüyorlar ya da olayları çarpıtıyorlar. O nedenle bize sahip çıkın çünkü bu sizin haber özgürlüğünüzdür diyorduk. Bugün fazlasını diyorum ve fazlası şudur; Gerçekten de böyle çok önemli olaylar öncesinde bütün yapılan sınır ötesi operasyonlar öncesinde iktidarlar işe bizim gibi özgür basınla başladılar. Bizleri kapattılar, bizleri gözaltına aldılar hatta biliyorsunuz pek çok arkadaşımız dağıtımcı arkadaşlarımız, gazeteci arkadaşlarımız, öldürüldü. Sırf haber yaptığı için haber topladığı için” dedi.

 

‘BÜYÜK OPERASYONLARA KARŞI ÇIKIN’

 

Aykol devamla şu ifadelere yer verdi, “Bugün niçin daha önemli diyorum bize yönelik bu olayı defalarca yaşadık ve arkasından sınır ötesi operasyonlar ve başka operasyonlar geldi. Şimdi ki olayın çok önemli olmasının bir sebebi de şudur; Brüksel’de iki kanala yapılan baskın, oranın yasalarıyla oranın kanunlarıyla yayın yapan, oranın insanları tarafından çıkarılan yayın yapan televizyonlara yapılan baskınla buradaki baskın aynı anda yapıldı. Demek ki aslında bundan sonra yapılması düşünülen ki Bağdat’ta NATO merkezli bazı anlaşmalar yapıldı, çok daha büyük bir operasyon ve bu operasyon geliyor. Bu büyük operasyon halklar arasındaki düşmanlığı artıracağı gibi emekliye ve çalışana verilmeyen paranın sadece işverenlere tekellere kredi olarak verilmesinin değil aynı zamanda oraya yapılacak operasyonlar için de harcanacağının ve yalvar yakar o batılı ülkelerden silah ve uçak alındığının ve alınacağının da bir ifadesidir. Bu nedenle bize sahip çıkmanın ötesinde, başta ana muhalefet olmak üzere bu devletin ve AKP-MHP iktidarının yapmak istediği operasyona karşı çıkmak için, halkımızın, ‘bizim Güney Kurdistan’da, Rojava’da ne işimiz var neden işgal etmek istiyoruz’ demesi gerekiyor. Bu nedenle ana muhalefet partileri CHP ve DEM Parti’den beklediğimiz budur."