COP 30 tepkisi: Ekolojik yıkım derinleşiyor 2025-11-15 14:28:35   ADANA - Adana'da ekoloji örgütleri Brezilya’da devam eden COP 30 görüşmelerine dikkat çekerek, Türkiye'de ekolojik yıkımın derinleştiğini vurguladı.    Doğa İçin Adalet Kampanya Grubu, Ekoloji Birliği, Halkın İklim Kanunu Kampanya Grubu, İklim Adaleti Koalisyonu, Toprağımızı Vermiyoruz Kampanya Grubu ve Adana Ekoloji Platformu, Brezilya’da devam eden COP 30 görüşmelerine ilişkin Abidin Dino Parkı’nda basın açıklaması yaptı.    “Bu dünya bizim: İklimi değil sistemi değiştir!” sloganıyla yapılan eylemde açıklama yapan Yaşar Gökoğlu, iklim krizinin doğal bir süreç değil, politik bir kriz olduğu belirterek, devletlerin ve sermaye çevrelerinin krizin sorumluluğunu bireylerin yaşam tarzına yükleyerek kapitalist düzenin ekolojik yıkımdaki rolünü gizlediğini ifade etti.  COP süreçlerinin halkları dışarıda bıraktığını belirten Gökoğlu, bu yıl Belem’de Amazon halklarının kapıları aşarak müzakerelere karşı daha güçlü bir ses yükselttiği hatırlatarak, “Anadolu halklarının mücadelesi ile Amazon halklarının mücadelesi ortaktır” dedi.   'EKOLOJİK YIKIM DERİNLEŞİYOR'   Türkiye genelinde ormanların, meraların ve zeytinliklerin sermaye projelerine açıldığına işaret eden Gökoğlu, madencilik ve enerji projeleriyle köylülerin yerinden edildiği, gıda güvencesizliğinin ise artık sofralardaki boş tabakla kendini gösterdiği dile getirdi. Çukurova’nın verimli topraklarının petrokimya yatırımlarıyla tehdit edildiğine dikkat çeken Gökoğlu, Ceyhan ve Yumurtalık’a kurulmak istenen tesislerin bölgeyi plastik üretiminin merkezi hâline getirmeye yönelik olduğuna işaret etti. Gökoğlu, “Çukurova’nın ihtiyacı petrokimya değil, temiz hava, sağlıklı toprak ve güvenli gıdadır” ifadelerini kullandı. İklim krizi nedeniyle seller, yangınlar ve kuraklığın giderek arttığı belirtilen Gökoğlu,  iktidarın afetleri “kader” söylemiyle meşrulaştırmaya çalıştığı ifade ederek, “Liyakatsizlik ve doğayla savaş ahmaklığının adı kader olamaz” diye konuştu.   'YAŞAM HAKKIN KORUNMALI'   İnsan ve hayvan hakları ihlalleri, sansür, yoksulluk, afet politikaları ve doğaya yönelik sermaye baskısının aynı adaletsizlik düzeninin ürünü olduğunu vurgulayan Gökoğlu, şu talepleri sıraladı: "Temiz su, sağlıklı gıda ve barınma temel hak olarak tanımlanmalı. Doğanın hakları kendi yasasına göre güvence altına alınmalı. Hayvan özgürlüğü ve yaşam hakkı korunmalı. Fosil yakıt projeleri dahil ekosisteme zarar veren tüm yatırımlar durdurulmalı. Ekokırım suç olarak tanımlanmalı, failler yargılanmalı. Savaşlara değil, yaşama bütçe ayrılmalı."