İddia: Müdür karanlık geçmişini perdelemek için tahliyeleri erteliyor 2025-09-18 10:16:27 ANKARA - Avukat Kenan Maçoğlu, ceza infaz süresi tamamlayan tek bir kadın tutsağın zamanında tahliye edilmediği Sincan Kapalı Kadın Cezaevi müdürünün karanlık geçmişini perdelemek için böyle davrandığını iddia etti.  İdare ve Gözlem Kurullarının kurulmasına onay veren yönetmeliğin hayata geçtiği 2021'den beri, ceza infaz süresini tamamlayan tek bir kadının tahliye edilmediği Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde, infaz süresini tamamlayan 12 kadının çeşitli gerekçelerle tahliyeleri ertelenmiş bulunuyor. Söz konusu cezaevinde infaz sürelerini tamamlayan Sermin Demirdağ, Nedime Yaklav'ın 6, Nuriye Adet, Gülşah Adet ve Hicran Binici'nin 5, Zeliha Ustabaş'ın 3, Elif Çetinbaş'ın ile Melike Göksu'nun 2'şer Emine Abiş, Fatma Aslan, Süheyla Taş'ın birer kez olmak üzere 3 ay ile bir yıllık sürelerle ertelendi. Aynı cezaevinde daha önce Rojdan Erez, Hanım Yıldırım, Mukaddes Kubilay, Zeynep Han Bingöl, Rozerin Kurt, Sabite Ekinci, Jiyan Ateş, Özlem Demir, Sedef Demir, Nejla Yıldız, Dilan Oynaş, Berin Sarı'nın tahliyeleri defalarca kez ertelendikten sonra farklı tarihlerde tahliye edildi.    Cezaevinde, tahliye engellemeleri, hak mücadelesi verenlerin gündemindeki yerini korurken, Avukat Kenan Maçoğlu, tahliye ertelemelerini nedenini önceki Sincan Kadın Kapalı Cezaevi Müdürünün "karanlık" geçmişiyle ilgili olabileceğini belirtti. Maçoğlu, "Cezaevi Müdürü karanlık geçmişini perdelemek için İdare ve Gözlem Kurulu'nu kullandı" dedi.   Eski müdürün 2021 yılında birinci müdür olarak atandığını ve Haziran 2025'te görevden alınarak Sincan Açık Cezaevi'ne ikinci müdür olarak atandığı bilgisini paylaşan Maçoğlu, kapalı cezaevinde müdür olan birinin ikinci müdür olarak atanmasının olağan bir durum olmadığını söyledi. Cezaevi müdürünün tahliyeleri engelleyerek karanlık geçmişini perdelemeye çalıştığını ifade eden Maçoğlu, "Kendisi hakkında devam eden bir soruşturma olabilir. Bize cezaevinden gelen bilgiler var; teyit edemediğimiz için paylaşamıyorum. Müdürün çeşitli karanlık ilişkilerinin olduğu ve bu karanlık geçmişini perdelemek için de İdare ve Gözlem Kurullarında tutsak arkadaşların tahliyelerini engelleme yönünde tavır sergilediğine dair elimizde bilgiler var. Bu ve benzeri pratiklere özellikle yargıda sıkça karşılaşıldığını, hakkındaki rüşvet soruşturmasını kapatmak için DEM Partili belediyelere kayyım atanması için karar veren, suç örgütü yöneticisi olarak görev yaparken Kobanê davasına bakan mahkeme başkanları, FETÖ döneminde cemaat ile bağlantısı olan hâkim ve savcıların soruşturma geçirmemek için adeta tetikçi gibi kullanıldığını, benzer bir durumun Sinan'da da cezaevi idaresi boyutunda yaşandığını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.      'KEYFİ UYGULAMALAR YÜRÜTÜLÜYOR'   Yönetmeliğin hayata geçmesinden bu yana bu cezaevinde zamanında tahliyelerin yapılmadığını, tahliyelerin periyodik bir şekilde engellendiğine işaret eden Maçoğlu, hali hazırda 12 kadının şartlı tahliye zamanları gelmiş olmasına rağmen birden fazla uzatma kararıyla tahliyelerinin engellendiğini belirtti. Maçoğlu, "En son Nuriye Adet ve Gülşen Adet 30 yıllık müebbet arkadaşlar bunların birer yıl tahliyesi uzatıldı. Şu anda 12 mahpusun şartlı tahliyesi belli periyotlarda uzatılmaya devam ediliyor" diye belirtti.   'TÜRKİYE'DE ÖRNEĞİ YOK'   Sincan Cezaevi'nde yürütülen politikanın Türkiye'de eşi benzeri olmadığını söyleyen Maçoğlu, "Türkiye'de siyasi mahpusların olduğu 119 cezaevi var. Her birinde farklı uygulama var. Hepsinde de İdare ve Gözlem Kurulu var ve bu uygulama işliyor. Ancak kimisinde koşullu salıverme süresi gelen mahpus arkadaşlar hemen ilk kurulda tahliye olurken, kimisinde birer kez uzatma veriliyor. Kimisinde de birden fazla uzatma kararı verilirken bir şekilde tahliyeler gerçekleşiyor. Yani şu an Sincan Kadın Cezaevi'ndeki uygulamanın Türkiye'de başka bir  örneği yok. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde şuana kadar tek bir mahpus bile şartlı tahliye süresini tamamlayıp cezaevinden tahliye olamadı. Burada bu durum şunu gösteriyor; bu cezaevinde özel ve keyfi bir uygulama var" diye konuştu.   'KOPYALA YAPIŞTIR GEREKÇELER'   İdare ve Gözlem Kurulu'nun somut gerekçelere dayanmadan tutsakları cezalandırdığını anlatan Maçoğlu, "Normal şartlarda yürütülen disiplin soruşturmalarında kesinleşmiş cezalar olsa en azından hukuki bir dayanak olabilirdi. Ancak burada cezalar soyut ve keyfi gerekçelerle, neredeyse tamamı kopyala-yapıştır şeklinde veriliyor" dedi.   'YAŞANANLAR PROVAKASYON OLARAK ANLAŞILIYOR'   Buradaki hak ihlallerinin Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni olumsuz etkilediğini söyleyen Maçoğlu, "Yaşananlar toplum nezdinde, aileler nezdinde bir nevi süreç içinde bir provokasyon olarak algılanıyor. Bu tarz uygulamaların tamamıyla sona ermesi ve 12 tutsak arkadaşımızın bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini söylüyoruz" şeklinde konuştu.