Wan’da ‘Medine Sözleşmesi ve Barış Süreci’ tartışıldı 2025-08-21 17:27:51   WAN - Wan’da gerçekleştirilen “Medine Sözleşmesi ve Barış Süreci” başlıklı panelde, “27 Şubat'ta Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı barış ve Demokratik Toplum çağrısı tüm Ortadoğu halkları için barışın nişanesidir” denildi.   Wan’ın Erdîş(Erciş) ilçesinde bulunan bir düğün salonunda Demokratik İslam Kongresi (DİK), “Medine Sözleşmesi ve Barış Süreci” başlığıyla panel gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen panele çevre il ve ilçelerden birçok kişi katılırken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi( DEM Parti) Wan Milletvekili Gülderen Varli, Demokratik Birlik İnisiyatifi Eşbaşkanları Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Mehmet Kamaç da katıldı.   Panelin birinci oturumunda Lozan Antlaşması ve barış süreci konuları ele alınırken, ikinci oturumunda ise "Medine Fırkası" ile "Kadın Hakları ve Savunma Mekanizması" konuları ele alındı.   Lozan'ı anlatan Kadir Kılıç, bu panelde her şeyin açık ve net konuşulacağını ifade ederek, “Tarihle yüzleşirken, Kürt halkı önce kendi tarihi ile yüzleşmelidir. Yıllardır devam eden savaş sürecinde barış için adım atan Sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısının barışa evirilmesi temennisi ile sözlerime başlamak istiyorum. Yıllarca dünya medeniyetine yön veren, Mezopotamya’nın topraklarında ilk hayvanı evcilleştirmek gibi hayati ilkleri yapan ve yön veren halk, Kürt halkıdır. Fakat tarih Kürt halkını hep ağır imtihanlarla sınamıştır. Kasr-ı Şirin Antlaşması ile Kürt toprakları bölünmüş ve Kürt kimliği, dili ve kültürü resmen inkar edilmiştir. Ama tüm bunlara rağmen Kürt halkı her zaman direnmiştir. Çekilen tüm acılar, Kürt halkının direniş iradesini kıramadı. Bugün tarihsel bir eşikteyiz. 27 Şubat'ta Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı barış ve Demokratik Toplum Çağrısı tüm Ortadoğu halkları için barışın nişanesidir” dedi.    ‘SÜREÇ ER YA DA GEÇ BAŞARIYA ULAŞACAKTIR'   Barış sürecine ilişkin konuşan panelist Abdullah Sağır ise “Bu süreç birliktelik ve bizim desteğimizle er veya geç başarıya ulaşacaktır. Biz görmesek bile muhakkak çocuklarımız bu sürecin başarıya ulaştığını görecektir. Biz Kürt halkında da bu mücadele var. Ve bizler inanıyoruz ki muhakkak mücadelemizde başarılı olacağız” diye konuştu. Medine Fırkasını konu alan Fadıl Bedirhanoğlu da “Allah tarafından verilen tüm dinler gibi İslam dini de insan ve insanlığa büyük önem vermiştir. Bizlerin de Allah'ın bize verdiği kıymete onurumuzun ayaklar altına alınmasına izin vermemeliyiz” diyerek İslam dinine göre Allah'ın insanlara ve insanlığa verdiği değerden söz etti.    KADINLARIN İSLAMİYETTEKİ ÖNEMİ ANLATILDI   Son panelist Perihan Yoğurtçu ise kadın hakları ve savunma mekanizması konusunu ele aldı. Perihan Yoğurtçu, “Hz Muhammed'in dönem ve koşullarına baktığımızda nasıl bir mücadeleci ruha sahip olduğunu görebiliyoruz. Şu anda da benzer şeyleri yaşıyoruz. İktidara muhalefet olan kim olursa cezaevine gidiyor ve muhakkak cezalandırılıyor” ifadelerini kullanarak, Hz Muhammed'in yaşamından kısa kesitler anlattı. Daha önce DİK adına kadınlar için bir program gerçekleştirdiklerini anlatan Perihan Yoğurtçu,  “O programda İslam'da kadının yerini anlatan kadınlar ağladı ve ‘Allah bizi de seviyormuş’ dediler. Artık kadınlar araştırıyor ve erkeklerin onların yerine geçmeye çalıştığını biliyor. Hz Muhammed'e ilk inanan kişi Hz Sümeyye oldu ve İslamiyet'in ilk şehidi de Hz Sümeyye’dir. Ama erkekler onun yerini almak istiyorlar” şeklinde konuştu. Perihan Yoğurtçu kadınların İslamiyet'teki önemini anlatan kısa hikayelerle konuşmasını sonlandırdı.   Panel, sorulan sorular ve verilen cevaplarla son buldu.