Doğu Ergil: Artık devletin sığındığı mazeret ortadan kalkıyor 2025-05-13 10:00:29 ANKARA - PKK’nin siyasi mücadelenin yükseltileceği mesajını verdiğini belirten sosyolog Doğu Ergil, bunun Türkiye'nin siyasetine bir hareketlilik kazandırılacağını, hukuk ve evrensel ölçülerde demokrasi oluşumuna katkı sağlayacağını söyledi.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihinde yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından PKK 5-7 Mayıs tarihleri arasında 12’inci Kongresi’ni gerçekleştirdi.    Kongre kararları ise 12 Mayıs tarihinde açıklandı. Kongre, Türkiye ve dünya gündeminde geniş yankı uyandırdı. 2013-15 sürecindeki Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Grubu Üyesi ve sosyolog Prof. Dr. Doğu Ergil, kongrenin önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    ‘YARIM YÜZYILLIK BİR ANLAŞMAZLIĞIN DURDURULMASI'   Ergil, kongrenin güvenlik sebebiyle kapalı bir biçimde gerçekleştiğini belirterek, güvenlik endişesinin kongrenin sadece zamanını değil yerini de etkilendiğini kaydetti. Ergil, “Bu durum, kongrenin birden fazla yerde gerçekleşmesine neden oldu. Yani, son ana kadar savaş halinin ve en azından fiili olarak bu savaş durumunun sürdüğünü gösteriyor. Şimdi, ateşkes ilan edildi diye bu toplantı yapılıp sonuçları açıklandığı anda, bu ateşkesin ilan edildiği kabul ediliyor. Bu bir varsayımdır. Herkes sonuç bildirgesine odaklanmış durumda.  Çünkü çok fazla bilinmeyen var. Yapılan kamuoyu araştırmaları, hala bu konunun çözümünün geçmiş travmaların karşılıklı olarak yapılan fedakârlıklar, karşılıklı kayıplar ve acılar üzerinde değil, hep tek taraflı acılar üzerinden; ‘bir taraf haksızlığa uğramıştır, saldırıya uğramıştır’ anlayışı üzerinden geliştirildiğini gösteriyor. Geriye sarıldığında, yarım yüzyıllık, hatta geçmişi daha da uzun olan bir anlaşmazlığın, bir çatışmanın, karşılıklı kırımın durdurulmasına yönelik bir anlaşma söz konusu” dedi.   ‘TOPLUMUN HAZIRLANMASI GEREKİYOR'   Sürecin duygusal açıdan kolay olmayacağına işaret eden Ergin, “Eğer kendi ülkenizde bir iç düşman üretmiş ve düşmanla savaşmayı yurtseverlik, burada ölmeyi şehadet, karşıdakini yok etmeyi haklı bir dava; onları bölücülüğü önlemek ve yabancı düşmanları defetmek üzerinden kurgulanmış bir mantıktan hareket ediyorsanız, anlaşma çok zor olur. Bundan sonra bunun adına ‘kardeşlik projesi’ de deniliyor. ‘Düşmanınızın’ bir anda kardeşiniz olması o kadar kolay bir şey değil. Şimdiye kadar katilinizdi, düşmanınızdı, bölücünüzdü. O yüzden bu iş duygusal olarak kolay olmayacak. Toplumun hazırlanması gerekiyor” diye belirtti.    ‘SİYASET’ VURGUSU   PKK’nin verdiği mesajın yok olmanın aksine siyasi mücadelenin yükseltilmesi olduğuna dikkat çeken Ergin, “PKK, ‘siyasi mücadelemizi yükselteceğiz’ diyor. Bu siyasi mücadele sadece Kürtlerin kazanımları için değil, ‘Türkiye'nin demokratikleşmesi, çoğulcu, eşitlikçi, demokratik bir toplum olması için gerekli ve biz de burada üzerimize düşeni yapacağız’ diyor. Ayrıca mesajda birkaç vurgu daha var; Türk siyasetinde öne çıkmayan bir ekolojik endişe, kadın özgürlüğü, örgütlü toplumun siyasete katılması ve gençliğin rolü.  Bu konu ve alanlara birkaç ciddi vurgu var. Bunların hepsi çok güzel başlıklardır. Bundan sonra adı ne olursa olsun, PKK başka bir isim altında siyasi bir varlık mı kazanır veyahut varlığını mı sürdürür ya da DEM Parti ile birlikte başka bir çatı altında birleşerek mi sürdürür, bunların hepsi muhtemel ve olabilir. Fakat siyasete müthiş bir ağırlık verilecek ve Kürt siyasi hareketi çok hareketlenecek ve dinamizm kazanacak. Bu da Türkiye'nin oldukça durgunlaşmış olan siyasetine bir hareketlilik kazandıracak ve Türkiye'nin hukuk devletine dönmesine, bir hukuk devleti olmasına ve demokrasinin gerçekten evrensel ölçülerde bir demokrasi olmasına katkıda bulunur” diye konuştu.    MAZERET ORTADAN KALKIYOR    Ergin, “terörizmin” nedenlerinin ortadan kalktığına işaret ederek, “Terörist olarak nitelendirilen bir örgüt ve bu örgütün faaliyetlerinin olmadığı bir yerde, bununla suçlanmış insanların cezaevinde tutulması mümkün değil. Bir af olacak, çapı ne olacak, kimleri kapsayacak, onları bilmiyoruz. Topluma ve bireylere zarar verenler hep affedilmiştir. Fakat siyasal suç olarak iktidara yönelik, bir iktidarın tanımladığı suçlara bulaşanlar hiç affedilmemiştir. Artık hükümetin ve devletin sığındığı o mazeret, ‘terörizm’ ortadan kalkıyor. O yüzden terörizmle ilişkili bütün suçların da son bulması lazım. ‘Kent uzlaşısı’ seçim ittifakı nedeniyle insanlar tutuklandı. Şimdi bunu yapan iktidar, bunun karşı tarafıyla, yani diğer muhataplarla uzlaşmaya gitti. O zaman ne olacak? Bu içeri alınan insanların mazereti kalmayınca, cezaevinde kalma durumu da ortadan kalkacaktır. Bundan sonra vatandaşlık tanımı artık etnik ve dinsel bir paranteze sıkıştırılmayacak. Bu sınırlar içinde var olan herkesin eşit olarak kabul edildiği yeni bir tanıma kavuşacak. Bu konuda da oldukça gelişmiş bir anlayış var; fakat buna karşı direnenler de var. Çok bilinmeyenli bir denklem var. Kolay merhale aşıldı. Hiç kolay değildi ama bundan sonra bizim alışık olmadığımız demokratik bir sürü yeni girdiyle Türkiye’yi değiştirecek. Türkiye’nin buna alışması biraz zaman alacak” dedi.    MA / Melik Varol - Ömer Güngör