Tutuklanan gençlerin avukatı: İktidarın seçim hazırlığı 2023-03-29 09:06:14   İSTANBUL - Tutuklanan ESP, SKM ve SGDF’li 9 gencin avukatı Doğukan Taştan, müvekkillerinin verdiği hak ve hukuk mücadelesinin suçlama konusu yapıldığını belirterek, mücadeleyle tutuklamaların boşa düşürüleceğini söyledi.   İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 12 Mart’ta İstanbul, Ankara ve Adana’da çok sayıda eve polis tarafından baskın düzenlendi. Yapılan operasyonlarda Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Parti Meclisi, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) ve Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) üyeleri ile Etkin Haber Ajansı’ndan (ETHA) Elif Bayburt’un da aralarında bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı.   İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen 11 kişi hakkındaki dosyaya aynı gün gizlilik kararı getirildi. Kobanê’de DAİŞ’e karşı savaşırken yaşamını yitiren Suphi Nejat Ağırnaslı, İvana Hoffman ile Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ’e karşı savaşırken yaşamını yitiren birçok savaşçı hakkında yaptıkları sanal medya paylaşımları suçlama konusu yapıldı.  Ayrıca Berfin Ayırkan adlı kişinin aleyhte beyanlarda bulunduğu 11 kişiden 9’u, “MLKP’ye üye olmak” iddiasıyla 15 Mart’ta çıkarıldıkları İstanbul Adliyesi Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanarak, Silivri 5 No’lu Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.   GÖZALTINDA ŞİDDET   Avukat Doğukan Taştan, müvekkillerinin gözaltına alındığı esnada şiddete maruz kaldığını aktardı. Baskın sırasında evlerin kapılarının kırıldığını belirten Taştan, aynı zamanda gözaltı esnasında ters kelepçe uygulanarak, psikolojik şiddette maruz kalındığını dile getirdi. Evdeki eşyalara da zarar verildiğini kaydeden Taştan, gözaltının ardından dosyaya getirilen gizlilik kararına işaret etti.   Siyasetle uğraşan kesimlerin dosyaları hakkında sürekli gizlilik kararı getirildiğini ve bunun bir amacının olduğunu belirten Taştan, “Bu gizlilik kararları artık bir kural haline getirildi. Bu yöntemle dosyaya erişimimiz ve savunma hakkımız engelleniyor. Kriminal bir hava yaratılıyor. Gözaltına alınan isimler bu şekille gerilmek isteniyor. Ancak gözaltına alınan isimler açıktan siyasi faaliyetlerini yürüten kişiler. Ev adresleri, okudukları okul veya çalıştıkları iş yerleri bilinen yerler. Açık alanda yapılan eylem ve basın açıklamalarına sürekli katılan isimlerdir. Ancak buna rağmen bir şafak operasyonu yapılıyor. Bunun da ayrı bir amacı var. Bununla bulundukları çevreye karşı terörize ediliyor ve oturdukları mahalleden izole edilmeye çalışılıyorlar” diye belirtti.    SUÇLAMALAR NELER?   Dosyaya getirilen gizlilik kararına rağmen bilgilerin “havuz medyası”na servis edildiğine dikkat çeken Taştan, şöyle dedi: “Dosyanın basına servis edilmesi ve ‘Gençlik yapılanması çöktü’ denilerek krimal hale getirilen havanın hepsi emniyet ifadeleriyle dağıldı. Dosyada DAİŞ’e karşı savaşırken yaşamını yitirenlerin cenazelerine katılmak, onları anmak ve onlar hakkında sosyal medyada paylaşımı yapmak suçlama konusu yapıldı. Özellikle onlarla ilgili paylaşımları beğenmek de suçlama konusu haline getirildi. Evde bulunan kitapların da yer aldığı bir soruşturma dosyası oluşturuldu. Ek olarak da bir itirafçı beyanları da konulmuş. Dosyada basın açıklamaları, toplantıları ve Anayasal hak kapsamında yapılan eylemler yer aldı.”    İKTİDARIN SEÇİM HAZIRLIĞI    Müvekkillerinin 12 Mart 1995 Gazi Katliamı yıldönümünde gözaltına alınmasının da kendileri açısından bir anlam taşıdığını ve bu yönüyle de mesaj verildiğini ifade eden Taştan, “Devlet, böyle bir günü seçerek aslında amacının ne olduğunu bir kere daha ortaya koydu. Bu gençler seçim sürecinde oluşabilecek her türlü hukuksuzluğa karşı sokağa çıkabilecek, protesto edebilecek nitelikteler. Bu nedenle seçim öncesinde iktidarın bir hazır içine girmesi olarak görüyorum. Toplum bu güne kadar çok sıkıştırıldı. Dolayısıyla iktidara ve devlete biriken bir öfke söz konusu. Bu öfkenin yayılmasını istemiyor. Bir ayaklanma olacağını düşünüyor ve bu ayaklanmayı yönlendirebilecek ya da örgütleyebilecek insanlardan çekindiği için onları alıp bu süreçlerde tutuluyor” dedi.    Müvekkilleri ve gençlerin bu amacın farkında olduğunu bu nedenle mücadelelerini sürdürdüklerini belirten Taştan, müvekkilleri gözaltında olduğu sırada adliye önünde yapılan eyleme dikkat çekerek, ekledi: “45 kişi bu protesto eyleminde gözaltına alındı ve şiddete uğradı. Ancak geri adım atılmadı. Gençlik buna karşı mücadele ediyor. Birbirine kenetlenmiş durumdalar. Bu tür zamanlarda gençlik mücadelesinin sürmesi noktasında da bu tür tutuklamalar her zaman kendi anti durumunu da yaratıyor. Yeni insanların mücadeleye katılmasının önünü açıyor. Birçok kişi gelerek arkadaşlarının yerini dolduruyor.  Aynı şekilde niteliksel olarak kendini donatıp mücadele içinde yerini alıyor. Bu tür baskı, gözaltı ve tutuklamalarla veya işkencelerle gençliğin mücadelesi sindirilemez. Bu tutuklamalar boşa düşecektir.”