HDP Konya İl Eşbaşkanı: Siyasetin dili ırkçı saldırıları tetikliyor 2021-08-03 10:54:43   KONYA - Irkçı katliamın siyasetin nefret söylemlerinin sonucu olduğunu belirten HDP Konya İl Eşbaşkanı Gıyasettin Almaz, siyaset dilindeki ırkçılık ve militarizmin ırkçı saldırıları tetiklediğini söyledi.    Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da yapılan ırkçı saldırıda Dedeoğulları ailesinden 4’ü kadın 7 kişi katledildi. İncelenen kamera görüntülerinden kimliği belirlenen katil Mehmet Altun, 5 gündür yakalanmadı. Irkçı katliam, iktidar ve medyası tarafından “husumet” olarak lanse edilse de katledilen aile bireylerinin daha önce verdiği ifadeler de ortaya çıkan beyanlar ve ailenin yakınlarının anlatımları, saldırının ırkçı saiklerle yapıldığına işaret ediyor.   NEFRET KÖRÜKLENİYOR    Kentte yaşanan ırkçı saldırı ve kentin atmosferini Halkların Demokratik Partisi (HDP) Konya İl Eşbaşkanı Gıyasettin Almaz ile konuştuk. Almaz, katledilen Dedeoğulları ailesinin Meram’da hayvancılık, bağ ve bahçe işleriyle geçimlerini sağlayan bir aile olduğunu belirtti. Aileye yapılan saldırıyı siyasetin ötekileştirici, ayrıştırıcı dilinden bağımsız ele alınamayacağını dile getiren Almaz, “Özellikle ekonomik durumu kötü olan bölgelerde ve eğitim düzeyinin de az olmasıyla, bu nefret dili etkili oluyor. İnsanlar arasında nefret çok çabuk körükleniyor. Ekonomik krizden dolayı insanlar zaten bütün şuurunu kaybetmiş durumda. Hazır bir kibirde hemen ateşleniyorlar. Kullanılan nefret dili ve ayrıştırıcı dil, bu saldırılara zemin hazırladı” dedi.   SALDIRILARIN ZEMİNİ    Yaşanan saldırıların ardından “ırkçılık ve nefret” dilinin kınanmamasının da bir sonraki saldırının habercisi olduğunu kaydeden Almaz, “Biz Hakim Dal’ın öldürülmesinde de aynı şeyi yaşadık. Akabinde bu saldırı geldi. Kimse nefret dilini, ırkçılığı kınıyoruz demiyor. Tek yaptıkları, saldırının ırkçı olmadığına dair açıklamalar oluyor. Bu da bir sonraki saldırıya zemin hazırlıyor. Maalesef gerçeği kabullenmiyorlar. Dedeoğulları ailesinin katledilmesine bakalım. Bunun ırkçılık dışında bir açıklaması olabilir mi? İktidarın; ‘Evet bu ırkçı bir saldırıdır. Ben söz veriyorum bu ırkçılığı lanetleyeceğim’ demeliydi. Böyle bir söylem duyulmadı. Bu saldırı ırkçı dediğin zaman, hemen yok propaganda yapıyorsun, başka yere çekiyorsun deniliyor. 7 insanın katledilmesi bu değil midir?” diye sordu.   AİLENİN ÇABALARI    Dedeoğulları ailesine yönelik 12 Mayıs’taki saldırının ardından aileyle görüştüklerini anlatan Almaz, şöyle devam etti: “12 Mayıs’ta katledilen 7 kişi hastanelik olmuştu. Aile buna rağmen sadece huzur istedi. Adli mercilere intikal ettiği için dava sonucunu bekledi, herhangi bir kin gütme, intikam alma duygusu yaşamadı. Biz kendileriyle hatta görüştük, sizi barıştıralım diye. Onlarda olayımız mahkemeye intikal etmiştir, biz adli süreci bekleyeceğiz. Yaşar Dedeoğulları, ‘Yediğimiz küfürler bize kalsın ama huzurumuz bozulmasın’ diyordu. Nefret dilini asla kullanmadı. Bugüne gelinmemesi için çok çaba sarf ettiler.”   SORUN İKTİDARIN DİLİ    Konya’da halkların birbirleriyle sorunu olmadığını ancak siyaset dilindeki ırkçılık, militarizm söylemlerinin periyodik saldırıları tetiklediğini vurgulayan Almaz, “Siyaset ayrıştırıcı ve ötekileştirici dilini bırakırsa, halkların birbirleriyle sorunu yoktur. Çocuklarımız aynı okulda okuyor, aynı çeşmeden su içiyoruz. Irkçılık tahrik ediliyor. Buranın halkı eğer tahrik edilmezse, bu saldırıları tasvip edeceğine inanmıyorum. Sorun siyasetin, iktidarın dilindedir. Siyasetin dili böyle devam ettikçe, biz burada hepimiz tedirginiz ve hiçbirimizin hayat güvencesi olamaz. Hükümet ırkçılık karşısında dik durmaz ise başsağlığı dilemekle bu iş çözülmez. Irkçılık ve nefret söylemine karşı cezalar arttırılmalı ancak bunlar yok sayılıyor” diye konuştu.   MA / Berivan Altan - Hakan Yalçın