İşkenceye maruz kalan gazeteci Sezgin: Bu bir devlet politikasıdır 2021-08-03 09:00:28 İSTANBUL - Haber takibi sırasında ırkçı grup ve polisler tarafından darp edilen muhabirimiz Enes Sezgin, “Gazetecilere ve halka yapılan bu işkence, bir devlet politikasıdır” dedi. İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'nin çağrısıyla Konya’da ırkçı katliamı protesto etmek amacıyla Taksim Tünel Meydanı’nda yaptıkları açıklama sonrası gençlere saldıran ırkçı bir grup, gazetecileri de darp etti. Yaşanan saldırıda Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Muhammed Enes Sezgin ve Özgür Gelecek muhabiri Taylan Öztaş başta olmak üzere çok sayıda kişi yaralandı. Polis ise saldırganları değil, Sezgin ve Öztaş'ın da aralarında bulunduğu 6 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltında da polisler tarafından darp edilen gazeteciler, çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakıldı.     Irkçı grubun saldırısına uğrayan, daha sonra polisler tarafından gözaltına alınarak darp edilen muhabirimiz Enes Sezgin, yaşadıklarını anlattı.   TERS KELEPÇE   Haber takibi yaptığı sırada ırkçı grup tarafından hedef gösterildiğini belirten Sezgin, “Ben orada haber takibi yapıyordum ve o an sadece görüntü çekiyordum. Kitleye saldırdıktan sonra basına da saldırdılar. Bir polis ve ırkçı gruptan 4 kişi, bana ve diğer kadın basın çalışanlara saldırdı. Sadece burada değil, gazetecilere yönelik saldırılar her yerde yapılıyor. Saldırgan grup dağıldıktan sonra parkta oturup haberimi yazmaya başladım. Irkçı gruptan biri beni polislere işaret etti ve polisler benim üzerime gelmeye başladı. Polisler, bizim bulunduğumuz alanı ablukaya aldı. Irkçı grup gittikçe çoğaldı. Polisler ırkçı saldırıya maruz kalan gençlere müdahale etti. Daha sonra kimliğime bakıp, ters kelepçeleyerek yere yatırdı. Ben gazeteci olduğumu söylememe rağmen polisler bana ‘kes sesini konuşma’ deyip hakarette bulundu” dedi.   İŞKENCEHANE    Hakkında şikayet olduğu gerekçesiyle gözaltına alındığını ancak şikayete dair bilgi verilmediğini aktaran Sezgin, götürüldüğü karakolda yaşadıklarını şöyle anlattı: “Beni arabaya bindirip Kasımpaşa Karakolu’na götürdüler. Karakola gider gitmez, benimle birlikte yakalanan 4 kişi arka bir odaya götürüldü. Karakolun ‘işkencehanesi’ diyebileceğimiz bir odaya götürüldük. Burada kamera yoktu ve dar bir odaydı. Odada hepimizi darp edip işkence yaptılar. Kalabalık bir polis grubu üstümüze çullanıp yüzümüze, kollarımıza vurdular. O karanlık odada bizi teker teker aradı. Bana çıplak arama dayatıldı ama bu aramayı kabul etmedim ve polis şiddetine yine maruz kaldım. Daha sonra karakolda tek hizaya koydular bizi. Bize ‘yüzünüzü duvara dönün, kafanızı duvara yaslayın’ diyorlardı. Başka bir poliste, ‘Gelip kafanızı duvardan çekin, dik durun’ diyordu. Bunu yaptıktan sonra bizi hastaneye sağlık kontrolü için götürdüler.”   HASTANEDE ŞİDDET    Sezgin, muayene için hastaneye götürüldüğü sırada da polislerce darp edildiğini belirtti. Hastanede yüz üstü yere yatırıldığını ifade eden Sezgin, “Daha sonra hastaneden başka bir karakola götürdüler ve orda da bizi yine dövdüler. Ben karakoldayken basın mensubuyum diyordum bana daha da fazla şiddet uyguladılar. Bu kabul edilemez bir durumdur. Orada bir polis gelip arkadaşına ‘amirin özel emri var bunların yüzlerini yıkamasına bile izin vermeyeceğiz’ dedi. Polis gücünü amirden alıyor ve şiddet uyguluyor, peki amir gücünü kimden alıyor? Bu amir bu rahatlığı nereden buluyor?” diye belirtti.   POLİS İŞKENCESİ    Kendilerine bekçilerin de işkence yaptığını aktaran Sezgin, insanlık onuruna sığmayacak işkencelerin yapıldığını söyledi. Sezgin, “Vücudumun bir çok yerinde işkence izleri var. Bununla ilgili darp raporu aldım ve polislerden şikayetçi olacağım” dedşç    DEVLET POLİTİKASI    Sezgin, defalarca polisin hakaretlerine maruz kaldıklarını belirterek, “Gazetecilere ve yurttaşlara yapılan bu işkence, devletin bir politikasıdır. Polis aracında hastaneye götürüldüğümüz esnada bizlere, ‘Bu itleri cezaevine atmayacaksın. Devletin yemeğini yemesinler. En doğrusu bunları şuan boş bir araziye çekip kafasına sıkacaksın. Kimsenin ruhu bile duymaz’ dediler” şeklinde konuştu.