Türkyılmaz: Emek ve Özgürlük İttifakı özgürlükçü bir yol öneriyor

img
ANKARA - Saldırgan siyasetin tüm halkları etkilediğine dikkat çeken siyaset bilimci Yektan Türkyılmaz, “Sorunlara karşı Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan başka özgürlükçü yol öneren başka bir ihtimal görmüyorum” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çağrısıyla bir araya gelen Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Emekçi Hareket Partisi’nin (EHP) ilan ettiği Emek ve Özgürlük İttifakı'nın "Yol Haritası", 24 Eylül’de İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi’nde açıklandı. İç ve dış siyasetteki krizler ile toplumsal tüm sorunlara dair “Çözüm bizde” mesajlarının verildiği Emek ve Özgürlük İttifakı deklarasyonunun yansımaları sürüyor. Siyaset bilimci Yektan Türkyılmaz, açıklanan deklarasyon ışığında Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulunurken, siyaset gündeminde yer alan kimi tartışmalara dair konuştu.
 
Yektan Türkyılmaz
 
ÜLKE VE BÖLGE İÇİN SİGORTA
 
Emek ve Özgürlük İttifakı’nı, “Türkiye’deki mevcut durumun en dibe ittiklerinin ve en kaybedenlerinin sesi olma iddiasında bir ittifak” olarak tanımlayan Türkyılmaz, Türkiye’nin önemli bir dönemeçte olduğunu belirterek, “Artık rejim için herkesin ön görebildiği bir sona yaklaşıyoruz ama bir yandan da rejim sonrasında Türkiye’yi ve Kürtleri nelerin beklediği konusunda birçok soru işareti var. Burada da bu ittifakın en dipte bırakılanlar adına herhangi bir türden despotizme karşı ülke ve bölge için bir sigorta işlevi göreceğini düşünüyorum. Umuyorum ki bu ittifak sadece seçim sürecinde değil, uzun vadede de birliğini sürdürebilir, çünkü bir bütün olarak Türkiye’nin ve bölgenin buna çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” dedi.
 
KİMLER SÖZ SAHİBİ OLACAK? 
 
Muhalefet cephesinde Erdoğan rejiminin kaybedeceğine dair düşüncenin yayılması sonrası, Türkiye’nin yeniden inşa edilmesi sürecinde “kimlerin söz sahibi olacağı” üzerinden bir çekişmenin sürdüğünü ifade eden Türkyılmaz, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ise bu tartışmalara cevap verdiğini söyledi. Türkyılmaz, “Evet, bu ittifak muhalif olmaya aday bir ittifak ama aynı zamanda kimlerin dışlanmaya karşı direneceğini de ortaya koyan bir ittifak. Hem milletvekilliği seçimlerinde çok önemli bir güç hem de Türkiye’nin yeni döneminin nasıl şekilleneceğini belirleme iddiasında” diye konuştu.
 
BARIŞ TALEBİNİ ÖNE ÇIKIYOR 
 
Millet İttifakı’nın barış üzerinden politika üretmek yerine savaş ve agresif bir dış siyaset isteyen bir noktada konumlandığını vurgulayan Türkyılmaz, “Türkiye siyasetinde barış talebini öne çıkaran tek ihtimal olarak Emek ve Özgürlük İttifakı olarak görünüyor. Çok net bir şekilde yurtta, bölgede ve dünyada barış talebini öne çıkartıyor” ifadelerini kullandı.
 
SORUNLARA ÇÖZÜM YOLU 
 
Cumhur ve Millet ittifaklarının ülkedeki temel sorunlara çözüm olamayacağını vurgulayan Türkyılmaz, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yönetime gelmesi durumunda birçok soruna çözüm sunabileceğini aktardı. Buna rağmen Üçüncü Yol siyasetinin gücünü, sadece seçimler ve Cumhurbaşkanlığı üzerinden ölçmemek gerektiğini dile getiren Türkyılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erdoğan sonrası dönemde alacağı konum ve yeni ülkenin kurulmasında oluşturacağı baskı ve nüfuz ile ölçmek gerekiyor. Kürt meselesi, derin yoksulluk ile dış siyasetteki saldırgan ve yayılmacı savaşçı siyasete baktığımızda bu sorunlar, Türkiye’deki herkesi çok yoğun bir şekilde etkiliyor. Türkiye’deki ceberut devlet yapısına baktığımızda bu sorunlara karşı Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan başka çoğulcu ve özgürlükçü bir yol öneren başka bir ihtimal görmüyorum.”
 
‘İTTİFAKIN BÜYÜK GETİRİSİ OLACAK’
 
HDP’nin siyaseten olduğu noktadan çok daha bir ileri noktada olması gerektiğini belirten Türkyılmaz, “Bunun olmamasını HDP’nin kriminalizasyonuyla ve diğer bütün partilerin marjinalize etmesiyle açıklayabiliyorum. Bence HDP ile beraber yol yürüyecek bir ittifakın büyük getirisi olacak ve Üçüncü Yol çözüm için bir hakikati sunacak” dedi. 
 
İYİP’İN HDP KARŞITI TUTUMU 
 
Millet İttifakı içerisinde yer alan İYİ Parti’nin HDP karşıtı tutumunu, “Rejim siyasetinin devamında ısrar” şeklinde nitelendiren Türkyılmaz, şunları ifade etti: “İYİ Parti’yi, Kılıçdaroğlu’nun yolsuzlukla servet aktarılan şirketlerin aldıkları ihalelerle ilgili yaptığı kamulaştırma açıklamasına verdikleri cevaplarla birlikte düşünmek gerekiyor. İYİ Parti’nin rejimin tümden tasfiyesinin ve restorasyonun ötesine giden bir dönüşümün önünde durmaya çalıştığını düşünüyorum. Hem yeni Türkiye’nin kurulması sürecinde belli kesimlerin dışlanmasında ısrar ediyor hem de Erdoğan rejiminin bugüne kadar oluşturduğu kaotik sistemin tasfiyesine karşı çıktığını söylüyor.”
 
ORTAK ADAY TARTIŞMALARI
 
HDP’nin Erdoğan rejimine karşı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak bir aday fikrine sıcak baktığını hatırlatan Türkyılmaz, “Buradaki mesele HDP’nin taraf olarak tanınması ve bu tarafın sadece rejimin yıkılmasında değil, yeni rejimin inşasında da muhatap olabileceğinin ortaya koyulabilmesidir. Seçimlerin, muhalefet cephesinde oluşacak ortak bir aday ile ilk turda açık ara kazanılacağını düşünüyorum” diye belirtti.
 
KÜRT SİYASETİ VE TÜRKİYE SOLU
 
Türkiye siyasi tarihinde solun ve Kürt hareketinin ittifak girişimleri olduğuna dikkat çeken Türkyılmaz, Kürt siyasi hareketinin, 1950’lerden bu yana gelişen ulusal kurtuluş mücadelelerine nazaran bir istisna olduğuna vurgu yaptı ve şöyle konuştu: “Afrika’dan, Asya’ya kadar birçok ulusal kurtuluş mücadelesi Marksist iddialarla çıkmış ancak sonrasında neredeyse tamamı sağ-milliyetçi ve özcü bir yere ulaşmıştır. Kürt hareketi çıkışından bu yana toplumsal kurtuluş olma iddiasından hiç vazgeçmedi. Kürt hareketini bir tek Kürt halkının kurtuluşuna sığdıramayız. Aynı zamanda bir kadın hareketidir. Çevre ve sınıf hareketidir. Kürt hareketi sol ile ittifakı yeni bulmadı. Geçmişte birçok ortak mücadele hattı denendi. 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde kurulan ittifak en başarılı deneyimdi. 2018’de sadece Kürtler üzerinden seçilen kimi sosyalist milletvekilleri değil, bu ittifaka katkı veren müttefikler gördük, çünkü yatay biçimde bir ilişki gelişti. İskenderun’da Barış Atay, kendini seçtirdi. İstanbul’da keza öyleydi. Orta ve batı Anadolu’da oy artışı çok yüksekti. Bu bölgelerde 7 Haziran seçimlerine göre bile çok daha yüksek oy aldığı yerler oldu. Bugün ise bu ittifakın önü daha da açık. Tabiri yerindeyse ‘kazan-kazan’ durumu söz konusu. Dünya kontekstine baktığımızda solun hızla kan kaybettiği bir dönemde böyle bir güçlü sesin Türkiye’den çıkıyor olması çok önemli.”
 
SORUNLARI TARTIŞMALARA KURBAN ETMEK
 
“Güncel ve yakıcı sorunları, polemik tartışmalara kurban etmek apolitik bir tavırdır. Çok doktrinize olup aynı zamanda çok apolitik olmuş olabilirsiniz” ifadesini kullanan Türkyılmaz, Emek ve Özgürlük İttifakı dışında yer alan ve 4 kurumun ortaklaştığı Sosyalist Güç Birliği bünyesindeki tartışmaların Türkiye’nin acil sorunları göz önüne alındığında yanlış olduğunu söyledi. Türkyılmaz, “Oradan gelen eleştirilerin HDP’ye ve Kürt hareketine büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum. Uzun vadede bir araya gelme durumu olabilir ama sol içerisindeki özgürlükçü ve çoğulcu yapılar ile diğer varyantlar arasındaki gerilim hep var olmuştur” şeklinde konuştu.
 
MA / Fırat Can Arslan