Bayındır: Muhalefet savaş tezkeresine karşı pozisyon almalı

img

DİYARBAKIR - Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırının krizi derinleştireceğini belirten DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, muhalefetin Meclis’e sunulan savaş tezkeresine karşı pozisyon alması gerektiğini söyledi. 

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Federe Kürdistan Bölgesi’ne 23 Nisan'da başlattığı operasyondan beklenen sonucu alamayan AKP, bir kez daha Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı tehditlerine başladı. ABD ve Rusya’ya dönük gerçekleştirdiği diplomatik girişimlerden sonuç alamayan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde tekrar bölgeye operasyonun sinyalini verdi. Erdoğan’ın ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan da benzer yönde açıklamalar gelirken, Meclis'e Cumhurbaşkanlığı imzasıyla dün getirilen tezkerede sınır ötesi operasyonların 1 yıl daha uzatılması talep edildi. Irak, Suriye ve Lübnan tezkeresinin, bu hafta Genel Kurul’da görüşülmesi bekleniyor.
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Türkiye’nin olası Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik askeri operasyonları, muhalefetin Kürt sorununa olan yaklaşımını, Erdoğan’ın diplomasi girişimlerini değerlendirdi. 
 
‘ERDOĞAN KONTROLÜ KAYBETTİ’
 
AKP iktidarının emperyalist güçlerden 20 yıldır destek alarak hem Ortadoğu’da hem de ülkede baskı ve savaş politikası yürüttüğünü belirten Bayındır, iktidarın yürüttüğü bu politikalar nedeniyle hem içerde hem de dışarda yalnızlaştığını söyledi. Buna örnek olarak Erdoğan’ın ABD ve Rusya’ya yaptığı ziyaretleri gösteren Bayındır, “Erdoğan, artık tüm kontrolü kaybetti, her yönde çıkmaza girdi. Hiçbir şekilde çözüm yolu bulamıyor. Bütün uluslararası diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkilerden tecrit edilmiş, izole edilmiş durumda” diye belirtti. 
 
‘İKTİDAR SAVAŞ İÇİN KOLLARI SIVADI’
 
İç ve dış politikada çıkmaza giren AKP iktidarının, bugün Kürtlere saldırarak yeni çıkış yollarını aramak için tekrar sahneye çıkmak istediğini dile getiren Bayındır, AKP’nin 30 Ekim 2014’te Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında kararlaştırdığı “Çöktürme Planı” ile Kürtlere karşı savaşın düğmesine bastığını hatırlattı. O tarihten itibaren iktidarın, baskı, şiddet ve savaş rejim kurmak için kolları sıvadığını dile getiren Bayındır, Erdoğan’ın yıllardır yürüttüğü Ortadoğu’daki savaş politikalarının son bulmasından kaynaklı, bugün yine Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırmak için hazırlık yaptığını belirtti. 
 
MUHALEFET FELAKETİN FARKINDA
 
Bunları yaparken de muhalefeti “Ülkenin bekası” adı altında kendi politikaları doğrultusunda arkasına almaya çalıştığını kaydeden Bayındır, “Belki bunu şimdi söylemek çok erken ama daha düne kadar Yenikapı ruhundan tutalım da dış politikada çeşitli tezkerelere kadar iktidarın arkasında duran muhalefet buradan sıyırılmaya çalışıyor artık. Muhalefetin büyük bir kısmı daha önce iktidarın bu tuzağına düşerken, şimdi felaketi gören bir yerden duruma yaklaşıyor. Muhalefet savaş politikalarının olası tehlikelerini görebiliyor” şeklinde konuştu. 
 
SAVAŞ KRİZİ DERİNLEŞTİRİR
 
AKP’nin kendi geleceğini Kürt kazanımlarını yok etmek üstüne kurduğunu ifade eden Bayındır, bunun aynı zamanda bir devlet politikası olduğunun altını çizdi. Devletleşen AKP iktidarının yıllardır yürüttüğü savaş politikalarının ülke içerisinde ekonomik, sosyal ve siyasal krizleri derinleştirdiğini dile getiren Bayındır, Erdoğan’ın muhalefetten destek almasa da bu savaşa girişebileceğini ifade etti. Bayındır, Türkiye’nin olası Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırısına ilişkin ise, “Çok derinlikli bir kriz halindeyken girişeceği bu savaş, krizi daha da derinleştirebilir. Yine Türkiye’de dizayn etmeye çalıştığı siyaset çok daha büyük ölçüde çöküntüye uğrayabilir. Bütün planlarının boşa düşebileceği boş bir hamle olarak ele almak mümkün. Bundan dolayı kontrolden çıkmış bir AKP ile karşılaşabiliriz. Bu savaş kararını alır mı? Bunu geçmiş kararlarındaki pratiklerinde zaten görmüştük. Yaptığı bu diplomasi girişimi de bundan kaynaklıdır. Tabi savaş kararının sonucu çok daha sancılı ve yakıcı bir macera girişimi olabilir” ifadelerini kullandı. 
 
'KÜRT SORUNU BELİRLEYİCİ OLACAK'
 
“Kürt sorunu çözümünün geldiği aşama, devletin kaderini belirleyecek bir duruma geldi” diyen Bayındır, “Ortadoğu’nun bütününe yayılan bu sorun, artık kendisini bir çözüm gücü olarak dayatmaktadır. Bu sorun, aynı zamanda karşıdaki gücü nasılda çöküntüye uğratacak, krize sokacak bir aşamaya geldiğini gösteriyor. Bu tablo Türkiye’de çok net bir şekilde görünüyor. Türkiye siyasetinde kimi çözüm önerilerinin bugün ortaya çıkmasının altındaki neden de tam bundan kaynaklıdır” şeklinde konuştu. 
 
MUHALEFET İÇİN TURNUSOL KAĞIDI 
 
Türkiye’de muhalefetin, Kürt sorununu çözmek için son dönemde bir takım söylemler geliştirdiğini hatırlatan Bayındır, bu tür söylemlerin somut çözüm önerileriyle bağdaşmadığı taktirde kendileri için bir anlam ifade etmediğinin altını çizerek, muhalefetin tavrını bu hafta Meclis’te görüşülecek olan tezkere ile net bir şekilde göreceklerini vurguladı. İktidarın bu savaş tezkeresine muhalefetin tutumunun bir turnusol kağıt işlevi göreceğine dikkati çeken Bayındır, “Bizler savaşa karşı uyarılımızı yapmaya devam edeceğiz. Muhalefeti bu savaşa karşı uyaracağız. Elbette bu savaşla karşı karşıya kalan Kürtler olabilir ama sonucu Türkiye halklarını ilgilendirecek. Ondan dolayı muhalefet bu savaş tezkeresine karşı pozisyon almalıdır” dedi. 
 
‘TEHDİT İKTİDARI KURTARAMAYACAK’
 
Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik oluşabilecek olan herhangi bir saldırının Türkiye’yi uluslararası arenada da zora sokacağını belirten Bayındır, bunun nedeninin ise Erdoğan’ın yapmış olduğu diplomasi girişimleri sonucu takındığı tutum ve bölgedeki aktörlerin tavrından kaynaklandığını söyledi. Bayındır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erdoğan’ı bugün hiç bir siyasi ve askeri yönelimin kurtaramayacağını çok iyi biliyoruz. Artık miadını doldurmuş durumda. Eğer bugün iktidarsa elindeki zor aygıtını kullanmasından dolayıdır. Bunu Türkiye halkları da çok iyi biliyor. Ondan dolayı atacağı her siyasi adım kendisini çok daha erken götürecektir. Çünkü AKP ve MHP iktidarına karşı her yerden tepkiler geliyor. Seçim ne zaman olursa olsun, hangi koşullarda olursa olsun, AKP iktidarının gideceği herkes tarafından bilinen bir gerçek artık. Onun için bugün tehdit dilini kullanıyor. Sürekli muhalefeti tehdit ederek, baskı altına alarak ve şiddet uygulayarak kendisini ayakta tutuyor. Yapılan anket sonuçlarını görüyoruz. AKP ve MHP iktidarı, bugün yaralı bir yılan durumunda. Muhalefetin direnmesi gerekiyor.”
 
MA / Ergin Çağlar - Mehmet Erol