Gürkan: Sözleşme Cumhurbaşkanının kadınlara lütfü değildir

img
RİZE - Rize’nin Fındıklı ilçesinde temaslarda bulunan EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanının kadınlara verdiği bir lütuf değildir” dedi. 
 
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan ve parti yöneticilerinden oluşan heyet, Rize’nin Fındıklı ilçesinde kimi ziyaretlerde bulundu. Heyet ilk olarak Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu’nu makamında ziyaret etti. Görüşmede gündeme dair konular hakkında konuşuldu. 
 
İstanbul Sözleşmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lütfu olmadığını belirten Selma Gürkan, Türkiye’de kadın hareketinin yıllara dayanan bir mücadelesinin olduğunu söyledi. Kadın cinayetlerinde faillerin cezalandırılmasının kadınların ısrarla açtığı davaların sonucu olduğunu aktaran Gürkan, “Maalesef Türkiye’de yazılı haklarımızı kullanabilmek için mücadele etmemiz gerekiyor. Türk Ceza Kanunu’nda cinayetin bir karşılığı vardır. Ama kadın cinayeti olduğunda failler koruma zırhı altındadır. Benzer şeyler işçi cinayetleri içinde geçerli” dedi. Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ise hem bireysel hem de kurumsal olarak sözleşmenin arkasında olduğunu belirterek, 19 Temmuz’da yapılacak açıklamaya tüm kadınları davet etti. 
 
‘2 DÖNEM KURALI OLMALI’
 
“Bir insanın ölene kadar koltukta kalmaması gerekir” diyen Çervatoğlu, “Milletvekilliği, bakanlık, başkanlıksa da maksimum iki dönem yönetimde kalabilmeli. Bu süre uzamamalı ki gençlerin önünü açalım. İnsana hizmet etmeyi doğru bulmuyorum. Bizim felsefemiz insanlığa hizmet etmek olmalı. O zaman bireyin değil, insanlığa hizmet edecek ideolojinin egemen kılınması sağlanabilir. Amacımız insanca yaşamı yakalayabilecek, eşitliğin, özgürlüğün hakim kılınacağı bir ülke ise yönetimde kalma süreleri iki dönem ile kısıtlandırılmalıdır” diye konuştu. 
 
KOOPERATİFLER GEZİLDİ
 
Belediyenin ardından ziyaretlerini sürdüren heyet daha sonra Meci Tarımsal Kooperatifi’nin Emek Evi kurumuna geçti. Emek Evi’nde kadınların geri dönüşüm maddelerini kullanarak ürettiği ürünleri inceleyen heyet, daha sonra ise bölge halkının ürettiği tarımsal ürünlerin satışının yapıldığı Halkın Bakkalı’nı ziyaret etti. 
 
İŞÇİ EVİNE ZİYARET
 
Heyet son olarak ise Fındıklı Belediyesi işçilerinin kurduğu İşçi Evini ziyaret ederek, işçiler ile sohbet etti. İşçiler önemli olanın işçi sınıfının mecliste temsil edilmesi gerektiğini belirtti. Sendikaların pasifleştiğini söyleyen işçiler, kanunların güçlü olanların yanında olduğunu, işverenin dediğinin olduğunu vurguladı. İşçilerin sıkıntılarının hiçbir yerde dile getirilmediğine sitem eden işçiler, “İşçi sınıfı yokmuş gibi davranılıyor” ifadelerini kullandı. 
 
İŞÇİLERİN BİRLİĞİ VURGUSU
 
Meclis'teki siyasi partilerin büyük kısmının sermayedarların partisi olduğunu vurgulayan Selma Gürkan, “Önemli olan işçilerin iktidarını kurmaktır. Bu 4 seneden 4 seneye oy vermek ile olacak bir şey değil. Biz işçi sınıfının hem sendikal hem de politik olarak örgütlü olmasını savunuyoruz. İşçilerin gücünü ortaya koyan şey birlikteliğidir. İşçi sınıfı farklı partilere oy verir. Biz bu işçi sınıfının bölünmüşlüğünü doğru bulmuyoruz. Aynı zamanda sendikal olarak bölünmeyi de doğru bulmuyoruz. Bu gidişatı değiştirecek olan şeyin işçilerin sendikalarda söz sahibi olmasıdır” dedi. 
 
‘İŞÇİLERİN GÜCÜNÜ GÖRDÜK’
 
Pandemi döneminin işçi sınıfının gücünü bir kez daha gösterdiğinin altını çizen Gürkan, “İşçi sınıfı pandemi döneminde ölümüne çalıştırıldı. Geçmişte de işçi sınıfının direnişi ile bir şeylerin değiştiğini gördük. 15-16 Haziran direnişi Devlet Güvenlik Mahkemelerine geri adım attırdı. Yine 12 Eylül’ün karanlığını dağıtan da 89 Bahar Eylemleri ile işçi eylemleri olmuştur. Ülkede kötü bir gidişat varsa bunu yine değiştirecek olan işçilerin birliğidir. Siyasetin bir tarafında sermayedarlar bir tarafında ise işçi sınıfı vardır. Biz siyasetin ayrımını dile, dine, ırka göre değil bu ayrıma göre yapıyoruz” diye konuştu.