Komisyonun 11'inci toplantısı: Kürtlerin barış arayışı sadece silahların susması değildir 2025-09-18 14:34:09   ANKARA - Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda konuşan DOGÜNKAD Temsilcisi Özlem Külahçı Tanaman, Kürtlerin barış arayışının sadece silahların susması olmadığını belirterek, onurlu bir barışın toplumsal birlikteliği güçlendiren en sahici teminat olduğunu kaydetti.    Kürt meselesinin demokratik çözümü kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 11’inci toplantısı devam ediyor. Toplantının birinci oturumunda konuşan Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği (DOGÜNKAD) Temsilcisi Özlem Külahçı Tanaman, Kürt halkının barış arayışının sadece silahların susması değil, aynı zamanda eşit yurttaşlık ve temel haklarının karşılanması olduğunu söyleyerek barışın artık engellenemeyeceğine işaret etti.   Özlem Külahçı Tanaman, çatışmaların yalnızca siyaseti değil, sosyal yaşamı, kültürü, eğitimi ve ekonomiyi de sarsmış olduğuna dikkat çekerek, “Yaşananlar toplumun her kesimini derinden etkilenmiştir. Bu süreçte de en fazla etkilenen maalesef biz kadınlar olmuşuzdur. Türkiye uzun yıllardır çatışmaların gölgesinde yaşamaktadır. Ancak bugün İmralı'dan Sayın Abdullah Öcalan'ın silahların susmasına yönelik yaptığı çağrılar, Sayın Devlet Bahçeli'nin kardeşlik ve milli dayanışma yönündeki vurguları ve buna karşılık devletin iradesiyle çatışmalı tarafların attığı adımlar ülkemizde yeni bir dönemin eşiğine getirmiştir. Bu süreç aynı zamanda Kürt halkının onurlu bir barış arayışına denk düşmektedir” ifadelerini kullandı.   ‘KÜRTLERİN ARAYIŞI EŞİT YURTTAŞLIK’   Özlem Külahçı Tanaman, “Kürtlerin onurlu barış arayışının sadece silahların susması talebi değil, kimliklerin özgürleşmesine yönelik de bir talepleri var. Kürtlerin arayışı, eşit yurttaşlığın güvence altına alınması ve herkesin kendi dili, kültürü ve inancıyla özgür var olabilmesi demektir. Onurlu barış toplumsal birlikteliği güçlendiren en sahici teminattır. Bu çağrıların ardından oluşan çatışmasızlık ortamı siyasal alanda olduğu kadar toplumsal yapıda ve ekonomide de büyük bir rahatlama getirmiştir. Meclis çatısı altında kurulan bu komisyon ise işte bu sürecin barışa dönüşmesinin ifadesidir. Bizim için asıl mesele, bu sürecin yalnızca çatışmasızlıkla sınırlı kalmaması, kalıcı barışa, demokrasiye ve ekonomik kalkınmaya evrilmesidir” diye belirtti.    ‘FARKLILIKLAR TEHDİT DEĞİL ZENGİNLİKTİR’   Özlem Külahçı Tanaman, barışın demokrasinin nefesiyle kalıcı hale geleceğini ve demokrasi güçlendikçe toplumun tüm kesimlerinin kendini ifade edebileceğini belirterek, “Farklılıklar tehdit değil, zenginlik olarak görülür. Kadınların üretimde, siyasette ve karar alma mekanizmalarında görünür olması barışın teminatıdır. Barışın en büyük güvencesi ise anayasal zemindir. Atılan adımlar yarın siyasi dalgalanmalara kurban gitmemeli. Toplumun her kesimi kendini Anayasal güvence altında hissetmelidir. Anayasal eşitlik, hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması ve çoğulcu temsiliyetin sağlanması kaçınılmazdır” dedi.   Çatışmaların en ağır faturasının ekonomik boyutuyla hissedildiğine işaret eden Özlem Külahçı Tanaman, “Yatırımlar durmuş, ticaret daralmış, işsizlik artmıştır. Çatışmasızlık dönemlerinde ise piyasaların rahatladığını, ticaret hacminin büyüdüğünü, girişimcilerin yeniden yatırım cesareti kazandığını gördük. Geçmiş 45 yıla baktığımızda; kadınların hem ekonomik özgürlüklerden hem siyasal yaşamda kazandıkları alanlardan geriye itildiğini görüyoruz. Her şeye rağmen biz kadınlar zincirlerini kırarak erkek egemenliğine meydan okuyarak ekonomik hayatta yer bulduk. Yer bulmaya da devam edeceğiz” diye belirtti.   EKONOMİDE YAŞANACAK GELİŞMELER   Barış ortamında ekonomide yaşanacak olumlu gelişmelere işaret eden Özlem Külahçı Tanaman “Finansmana erişim kolaylaşır. Banka risklerini azaltarak sermayeye daha ulaşabilir bir hale getirir. Tarım, hayvancılık ve kırsal üretim yeniden canlanır. Kırsaldaki kadın üreticiler üretime katılır. Turizmde hızlı bir ivme kazanılır. Şehirlerimiz hem yerde hem yabancı turistlerin cazibe merkezine dönüşür. Lojistik ve sınır ticareti bölgeyi Ortadoğu'ya açılan bir ekonomik kapı haline getirir. İstihdam artar, göç tersine döner, gençler yeniden kendi şehirlerinde bir gelecek kurar. Diyarbakır'dan gelen bölge kadınları olarak diyoruz ki barış artık ertelenemez. Barış sadece silahların susması değil aynı zamanda demokrasinin güçlenmesi, kimliklerin özgürleşmesi, adaletin güvence altına alınması, kooperatifçiliğin güçlenmesi ve ekonominin yeniden ayağa kalkmasıdır” diye konuştu.