Ankara'da 'Ev' filmi gösterimi ve söyleşisi 2025-12-06 22:01:04   ANKARA - Hatay'da yaşayan bir ailenin deprem sonrası yaşamını konu edinen "Ev" filminin yönetmeni Orhan Eskiköy, "Bu filmi deprem bölgesi dışında Türkiye'nin geri kalanında göstermeliyim ki o bütünlük hissi oluşsun ve bu film bir işe yarasın" dedi.   Yönetmen Orhan Eskiköy'ün 5'inci uzun metrajlı filmi olan "Ev", Kült Kavaklıdere sahnesinde izleyicilerle buluştu. "İki Dil Bir Bavul" ve "Babamın Sesi (Dengê Bavê Min)" filmleri ile bilinen Eskiköy, son filminde Mereş merkezli 6 Şubat 2023 depremi ardından Hatay'da yaşayan bir ailenin konteyner yaşamını konu edindi. "Ev" filmi, izleyiciler tarafından yoğun ilgi gördü. Film gösterimi sonrası, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili ve Akademisyen Sevilay Çelenk'in kolaylaştırıcılığında söyleşi gerçekleşti.   Söyleşide ilk olarak söz alan Sevilay Çelenk, ailenin dramı etrafında şekillenen filmde yaşanan acıların haykırılması yerine sessizce yaşanılması ile "ev" olgusunu yeniden tartışmaya açıldığını belirtti. Sevilay Çelenk, "O gürültüsüzlüğü travmatize etmeden başkasının acısını temellük etmeden, çok ahlaklı çok politik bir duruş olduğunu düşünüyorum. Pandemi ile birlikte 'ev' ile başka bir biçimde tanıştık. Evimize yabancılaşmış, ev içinde evsiz kalmıştık. Esas olarak da yakın zamanda iki büyük deprem hiçbir yerde korunaklı olamadığımızı bize gösterdi. Bir zamandır evimiz olsun ya da olmasın zihnimizde bir evsizlik riski yaşıyoruz" dedi.    FİLMİ ÇEKME KARARINI NASIL ALDI?   Ardından film yapım sürecini anlatan Eskiköy, ülkenin politik atmosferi, sinemanın yüksek maliyeti ve sansür uygulamaları nedeniyle 2017 yılında film yapmayı bırakma kararı aldığını belirtti. 6 Şubat depremi sonrasında film çekme kararı aldığını ifade eden Eskiköy,  "Deprem olunca hem ailemin Erzincan depreminden dolayı hem benim İstanbul'da 99 yılında yaşadığım depremden dolayı travmalarımız tetiklendi.'Bu ülkede bu daha kaç kez yaşanacak, neden bir şey yapamıyoruz' diyerek ağladığım battaniyenin altından çıkıp Samandağ'a gittim. Fakat 8 ay boyunca film çekim için izin alamadım. Eğer çekim izni alsaydık İbo'yla ilgili daha fazla malzemem olacaktı. Çünkü İbo okula gitmek istemiyordu ve bir çadırda çocuklara zorunlu eğitim veriliyordu. Oradaki kaosu çekmek istemiştim. Çekim izni alabilseydim, çadırda yemek bulmak, şampuan bulmak, ya da çorap bulmak için verilen kavgaları çekebilecektim" şeklinde konuştu.   'YENİDEN BAŞLAYABİLİRİZ UMUDU'   Bir ailenin depremde ağır hasar alması sonucu çadırda devam eden yaşamlarını konu edinen filmde, deprem etkisini sessiz ve gürültüsüz bir şekilde yansıtmak istediğini ifade eden Eskiköy, "Hiçbir şeyden şikayet etmeyen, umutla ev hayali kuran, 'yalnız olsak da parasız olsak da yeniden başlayabilir miyiz' diyen bir aile ile çalıştım. Benim onları seçme nedenim de buydu" dedi.   'BU FİLM BİR İŞE YARASIN'   Depremle ilgili belgesel filmin "Ev" imgesi üzerinden işlenmesinin sebebini açıklayan Eskiköy, "Erdoğan'ın 'Siz rahat olun 1 yıl sonra evlerinize kavuşacaksınız' sözü nedeniyle ev konusuna en baştan karar vermiştim. Yurttaşlarına bu kadar çok yalan söyleyen bir devletin vatandaşı olarak. Daha çok politik olursa o sözün akılda tutulmayarak, unutulacağını düşünerek daha fazla politik tartışmalara yer vermek istemedim. Çünkü bu sadece o aileyi ilgilendiren bir konu değil, topyekun bu ülkeyi ilgilendiren bir konu. Yarın İstanbul'da benzer bir hikaye olduğu durumda bu ülke yaşanmayacak bir duruma gelebilir. Bunun için 'ne yapıyoruz' demememiz için burayı sessiz bıraktım. Onlar bağırıyor evet ama  biz ne yapıyoruz? Bana bu filmin deprem bölgesinde gösterilmesi gerektiğini söylüyorlar ama hayır bu filmi deprem bölgesinde göstermek istemiyorum. Türkiye'nin geri kalanında göstermeliyim ki o bütünlük hissi oluşsun ve bu film bir işe yarasın eğer yarayacaksa. Büyük bir evsizlik yaşıyoruz şu an. Konuşmayarak, içimize atarak, kabullenerek bizim sessizliğimiz yansıması aslında o sessizlik" diye konuştu.   Söyleşi soru cevapların ardından sonlandı.