ADANA - Adana ve Mersin’de HDP il binalarına bombalı saldırı dosyasının 10 yıldır gizlilikle yürütülmesine tepki gösteren Tugay Bek, fail olarak açıklanan DAİŞ'li Savaş Yıldız’ın MİT’e ilişkin iddialarının soruşturulmadığını belirtildi.
Adana ve Mersin’de 18 Mayıs 2015’te Halkların Demokratik Partisi (HDP) il binalarına çiçek saksılarına yerleştirilmiş zaman ayarlı, parça tesirli bombalarla eşzamanlı saldırı düzenlendi. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma, 10 yıldır gizlilik/kısıtlama kararıyla kapalı tutuluyor. Saldırı günü seçim çalışmaları kapsamında HDP Adana İl Örgütü binasında bulunan avukat Tugay Bek, patlamadan yara almadan kurtuldu.
Hem mağdur hem de mağdurların avukatlarından Tugay Bek, dosyanın hâlâ aydınlatılmamasına tepki göstererek, “Bu soruşturma fiilen durdurulmuş durumda. Gizlilik kararı, gerçeği gizleme aracına dönüştürüldü” dedi.
'10 YILDIR DOSYA İNCELENMİYOR'
O günden bu yana soruşturmanın tüm aşamalarını takip eden Bek, 10 yıl boyunca gizlilik kararının kaldırılması için yapılan tüm başvuruların reddedildiğini belirtti. Bek, “Faili devlet bir gün sonra açıkladı. Delil karartma ihtimali yok. Buna rağmen dosya bize açılmıyor. 10 yıl boyunca bir ceza soruşturmasının bu şekilde kapalı tutulması Türkiye’de bir ilk" dedi. Bek, gizlilik kararının sürdürülmesi, adaletin gerçekleşmesini engelleyen siyasi bir tercih olarak niteledi.
‘YILDIZ'IN AKİBETİ BELİRSİZ'
Saldırıdan bir gün sonra emniyetin fail olarak DAİŞ’li Savaş Yıldız’ın kimlik ve görüntülerini basına servis ettiğini ifade eden Bek, Yıldız'ın 2016'da Suriye’de YPG tarafından yakalandığını ve bazı haber ajanslarına verdiği röportajda “Adana ve Mersin saldırılarını MİT’in talimatıyla yaptım” iddiasında bulunduğunu söyledi.
Türkiye’deki DAİŞ yapılanmasına dair ayrıntılar da paylaşan Yıldız’ın bu beyanlarına ilişkin Türkiye’de herhangi bir resmi soruşturma yürütülüp yürütülmediği bilinmediğini aktaran Bek, Yıldız’ın bugün nerede olduğunun da meçhul olduğuna işaret ederek, “Bu iddiaları çürüten ya da doğrulayan hiçbir resmi açıklama yapılmadı. Bu bile başlı başına soruşturmanın politik olarak kontrol edildiğini gösteriyor” dedi.
Bek, polisin saldırıdan hemen sonra failin fotoğraflarını kamuoyuna açıklamasına rağmen dosyanın yıllardır gizli tutulmasının mantıklı bir açıklamasının olmadığına dikkat çekerek, “Bir siyasi partinin il binaları bombalanmış, onlarca insan ölümle burun buruna gelmiş, ama tek bir siyasi karar verici ifade vermemiş. Bu tablo bile siyasi sorumluluğu işaret ediyor" ifadelerini kullandı. Bek şu soruları yöneltti: "Neden 10 yıldır kısıtlama kararında ısrar ediliyor? Savaş Yıldız’ın beyanları soruşturuldu mu? Uluslararası yakalama kararı çıkarıldı mı? Saldırıların Diyarbakır, Suruç ve Ankara Gar katliamlarıyla bağlantısı incelendi mi" diye sordu.
BAĞLANTILAR ARAŞTIRILMADI
Bek, "2015’teki katliam zinciri aslında Adana–Mersin saldırılarıyla başladı. Bu dosya aydınlatılsaydı belki sonraki saldırılar engellenebilirdi. Ama biz neyi sakladıklarını bilmiyoruz, çünkü dosyaya giremiyoruz" diye konuştu.
Bek ayrıca dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in 2015’te yaptığı “MİT–emniyet–jandarmadan özel ekip kuruldu” açıklamasını hatırlatarak, “10 yıldır bu özel ekibin çalışmalarıyla ilgili tek bir bilgi bile paylaşılmadı” dedi.
'HAKİMLER DEĞİŞİYOR AMA SONUÇ DEĞİŞMİYOR'
Bek, geçen 10 yılda onlarca kez gizlilik kararının kaldırılması talebiyle başvuru yaptığını ancak tüm başvuruların gerekçesiz biçimde reddedildiğini ifade ederek, “Bu dosya neredeyse 11. yılına giriyor. Belki de bir ceza soruşturmasında en uzun gizlilik kararı olarak Guinness’e bile girebilir. Hakimler değişiyor ama sonuç değişmiyor. Çünkü mesele hukuki değil; tamamen siyasi bir talimat var" diye söyledi.
Bek, bu uygulamanın uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğunu belirterek, "Etkin soruşturma zorunluluğu yerine, etkin gizleme yöntemi işletiliyor" dedi. Bek, saldırılarda hedef alınan parti binalarının politik niteliği göz önüne alındığında, soruşturmanın bu kadar dar sınırlar içinde tutulmasının bilinçli bir tercih olduğunu vurgulayarak, “Bir siyasi partinin binaları bombalanmış, onlarca insan ölümle burun buruna gelmiş, fakat 10 yıl boyunca tek bir siyasi karar vericinin bile ifadesi alınmamış. Bu tablo bile kendi başına siyasi sorumluluğu işaret ediyor" diye konuştu.
'SORUNUN MUHATABI ADALET BAKANI'DIR'
Gizlilik kararının hukuki değil, siyasi olduğunu dile getiren Bek, sorumluluğun sulh ceza hâkimlerinde değil, doğrudan siyasi iktidarda olduğunu söyleyerek, “Bu dosya sulh ceza hâkimlerinin konusu değil. Bu siyasi bir dosya. Muhatap Adalet Bakanı’dır. Muhalefet şunu sormalı: 10 yıldır neyi gizliyorsunuz? Zaman aşımını mı bekliyorsunuz” diye sordu.
Dosyanın unutturulmak istendiğini dile getiren Bek, muhalefete de bu dosyayı takip etmeye çağırdı.
MA / Hamdullah Yağız Kesen
