'Havalimanında alıkonulan yabancıların eşyalarına el konuluyor'

img
İSTANBUL - İHD İstanbul Şubesi, İstanbul Havalimanı transit bölgede alıkonulan yabancıların maruz kaldığı hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporda, bu kişilere gün soğuk gıda verildiği, ziyaretçileriyle görüştürülmediği ve özel eşyalarına el konulduğu belirtildi.  
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, ülkeye girişine izin verilmediği veya  transit geçiş sırasında varış ülkesi tarafından kabul edilmediği için İstanbul Havalimanı'nda bekletilen yabancıların yaşadığı hak ihlallerinin tespitini içeren bir rapor yayınladı. “İstanbul Havalimanında Tutulan Yabancıların Uğradığı Hak İhlallerine Dair Özel Rapor”un hazırlanmasında derneğe yapılan başvurular, mağdur yakınları ve bu alanda çalışan avukatların aktarımı ve basında yer alan haberler üzerinden hazırlandığı belirtildi.
 
Konuya ilişkin resmi bir açıklama yapılmamasından kaynaklı mağdur sayısının bilinmediğinin aktarıldığı raporda, bu kişilerin zorla tutulmaya devam edilmelerinin ciddi insan hakları ihlallerine zemin hazırladığına yer verildi. 
 
KEYFİ ALIKONULMA
 
Raporda, yaşanan olaylarda somut gerekçe gösterilmeden “şüpheye dayalı nedenlerle alıkonulma” denilerek kişilerin alıkonulduğu belirtildi. Şüphe nedenleri ortaya konulmadığı için “hiçbir şeye dayanmayan/keyfi bir alıkonulma var” denilen raporda, idarenin bunu hukuken alıkonulma olarak görmediğine dikkat çekildi. Raporda, “İdare sorulan sorulara  ‘İdari gözetim kararı yoktur’ diye cevap vermekte, hukuki bir çerçeveden yoksun bırakılan bu tutulma uygulamasına karşı hukuki itiraz prosedürü işlevsiz bırakılmaktadır. Bu hukuki dayanaktan yoksun alıkonulma uygulaması, maruz kalınan koşullar ile birleşerek;  özgürlük ve güvenlik hakkı, seyahat ve yerleşme hakkı, beslenme, sağlık ve insanca yaşama hakkının ihlaline neden oluyor ve  sınır dışı uygulamaları ile birleşerek mültecilik hakkı, işkence yasağı ve yaşam hakkını tehdit eden uygulamalara zemin hazırlamaktadır” denildi.  
 
RESMİ KURUMLARIN TUTUMU 
 
Raporda, zorla alıkonulan yabancıların beslenme, sağlık, hijyen, barınma, iletişim ihtiyaçlarını karşılama konusunda doğrudan muhatap bulamadıkları ifade edildi. Resmi makamların tutumuna dair ise raporda şunlar yer aldı: “Transit bölgede tutulma hukuken bir tutulma olarak kabul edilmemekte, çoğunluğu ülkesine geri dönme koşulları bulunmayan ve mültecilik koşullarını haiz bu kişilere,  ‘kendi ülkelerine gitmekte özgür, kendi iradeleri ile burada kalıyor’ şeklinde bir tavır takınılmaktadır. Temel ihtiyaçlara erişim ve tutulma konusunda sorumluluk üstlenmeyen idare, avukata erişimi sistematik olarak engellemekte, kişilerin hukuki yardım almasına ciddi zorluklar yaratmaktadır.”
 
‘DİLEKÇELER HİÇ OKUNMUYOR’
 
Yapılan hukuki girişimlerin kişileri “defacto” idari gözetim (alıkonulma) durumundan kurtarmayı amaçladığının belirtildiği raporda, yapılan hukuki başvuruların sonuçsuz bırakıldığı ifade edildi. 
 
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) çoğunlukla başvuruları reddettiğinin belirtildiği raporun devamında şunlar yer aldı: “Başvurularda idari gözetim kararlarına karşı ilk yargı mercii olarak yetkili ve görevli İstanbul 2'nci Sulh Ceza tarafından yeterli inceleme dahi yapılmaksızın, gerekçesiz, otomatik ret kararı verilmektedir. Bu uygulama karşısında yetkili ve görevli 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi genel olarak işleyen bir hukuk yolu olmaktan çıkmış durumdadır. 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi, Havalimanı transit bölgede uygulanan “defacto” “idari gözetim” kararlarına karşı yapılan başvurularda İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne yazarak kişinin dosyasını talep etmekte, İl Göç İdaresi tarafından ‘bu isimde biri hakkında verilmiş bir idari gözetim kararı bulunmuyor’ cevabı üzerine ‘başvuru hakkında karar verilmesine yer olmadığına’ ‘kesin olarak’ karar vermektedir. Bu durum, havalimanı transit bölgede tutulmaya itiraz konusunda, yazılı bir tutulma kararı bulunmaması sebebine dayanan dilekçelerin hiç değerlendirilmediği hatta hiç okunmadığını göstermektedir.”
 
TEMİZ HAVA YOK
 
Raporda, havalimanı transit bölgede tutulan mültecilerin karşılaştığı sorunlar arasında hep aynı odada tutuldukları, dışarı çıkarılmadıkları, ışıkların 24 saat açkı tutulduğu, her gün yalnızca soğuk gıda tüketebildikleri, ilaçların verilmediği, temiz havaya hiç ya da çok kısıtlı çıkarıldıkları, ziyaretçi yasağı getirildiği, valizleri ve özel eşyalarının verilmediği, çamaşırlarının yıkanmadığı, çarşaf ve yastıkların hiç değiştirilmediği gibi sorunlar sıralandı. 
 
Raporun sonuç bölümünde ise şu çözüm önerileri sunuldu:
 
“* Havalimanı transit bölgede tutulma uygulamasına son verilmeli, Havalimanında uluslar arası koruma başvurusu yapan mülteciler derhal ülke içine alınmalı ve tüm diğer başvuru sahipleri ile aynı haklara sahip olmaları sağlanmalı ve gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalıdır.  
 
* Havalimanı transit bölgede tutulma uygulaması sonlandırılana kadar ise; Mültecilerin havalimanı transit bölgede alıkonulması 'idari gözetim' olarak tanımlanmalı ve idari gözetim uygulamasına dair yargı mekanizmasına tabi kılınmalıdır. 
 
* Havalimanında tutulan mültecilerin uluslararası koruma başvurularının düzenli olarak kayıt altına alınması sağlanmalı, sistematik hale gelen başvuruların kayıt altına alınmaması sorununa karşı derhal etkili bir başvuru yolu oluşturulmalıdır.
 
* Havalimanında tutulan mültecilerin adli ve idari mekanizmalara erişimlerini mümkün kılacak imkanlar sağlanmalı, düzenlemeler yapılmalı, hukuki yardım ihtiyacının karşılanması noktasında barolarla işbirliği yapılmalıdır.    
 
* Avukatların transit bölgedeki kişilerle/müvekkilleri ile görüşmeleri izne tabi olmaktan çıkarılarak, avukat müvekkil görüşmesine uygun bir görüşme alanı sağlanmalı ve günün her saatinde bu görüşme mümkün olmalıdır.  
 
 
* Hava Yolu Taşıyıcılarının Yükümlülüklerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesi gereğince taşıyıcı firmanın sorumlu olduğu, havalimanı transit bölgede tutulan mültecilerin  beslenme, barınma ve sağlık gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması sırasında yaşanan sorunların, aynı yönetmeliğin 6. Maddesi kapsamında Mülki İdare Amirliği tarafından etkin denetimi ve temel ihtiyaçların karşılanması konusundaki eksikliklerin giderilmesi sağlanmalıdır.”